Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YAŞAR ÖZAY

Üniversitelerimiz bilgi üssü olmak zorunda

Son 10 yılda üniversitelerimizin sayısı hızla artarak, 50'den 134'e çıktı. Vakıf üniversitelerinin sayısı 40'a yükseldi. Binlerce öğrenci üniversitelerde eğitim görüyor. Her açılan üniversite, açıldığı ilde ve bölgede toplumsal kalkınmaya katkıda bulunuyor. Üniversiteye kavuşan illerin iş hayatı canlanıyor ve binlerce öğrencinin ekonomik katkısı o ilin yaşantısını değiştiriyor. Bütün bu olumlu yönlerin yanı sıra gelişen üniversite ailesinin de sorunları artıyor. Üniversitelerin yeni akademik yılı açılışında konuşan rektörler, "siyasi tartışmalarla gündeme gelen, sadece lisans diploması kapısı olarak görülen okullar" olmaktan çıkarılması gerektiğini dile getirdi. Rektörler bu davranışlarında yerden göğe kadar haklı. Batı toplumlarında üniversiteler bilgi üreten ve ürettiği bilgiden para kazanan kurumlardır. Bizde ise henüz bu aşamaya gelemediler. Üniversiteler yüksek lise düzeyinde düşünülüyor, üretim aşamasına geçilemiyor. Bu yüzden araştırmalar için fon bulmakta zorlanılıyor, üniversite yönetimi bu sorunların altında eziliyor.
Trilyonluk yatırımlarla ortaya çıkan üniversitelerin katma değer katkıları yok denecek kadar az. Nedense üniversitelerimizi üretim üssü haline getiremiyoruz. Nihayet üniversite kurma aşamasını aştık, şimdi sıra üniversitelerimizi üreten yapıya dönüştürmekte. Bunu da hızlı bir üniversite reformu ile gerçekleştirmek zorundayız. Ancak o zaman dünya ile yarışabiliriz. Aksi halde yerimizde saymaya devam ederiz.

Boş kontenjan kalmasın

Anadolu ve Fen liselerinde 4. kayıt sonrasında binlerce kontenjan boş kaldı. Öğrencilerimiz genel liselerde ve meslek liselerinde 60–80 ve hatta bazı ilçelerde 100 kişilik sınıflarda eğitim görürken ve 200 bine yakın öğretmen açığı ve derslik açığı bulunurken Anadolu ve fen liselerinin boş kontenjanlarının doldurulmaması ülkemiz açısından utanç duyulan bir durum halini aldı. Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) bu okullarda tek bir boş kontenjan açığı kalmayıncaya kadar kayıtları sürdürmesi gerekiyor. MEB'in boş kontenjanları doldurmak için yeni kayıt açmaması anlaşılır bir durum değil. Çocuklarını okutmak için didinen, her türlü ekonomik zorluğa katlanan insanlarımız çocuklarına iyi bir gelecek bırakmak için okul ararken, boş kontenjanlar için kayıtları sürdürmemek ülke ekonomisine ve eğitime indirilmiş büyük bir darbedir.

Haksızlık giderilsin

MEB bir genelge ile herhangi bir meslek lisesine yerleşemeyen öğrencilere yeni hak tanıdı. Böylece öğrencilerin, puanlarına bakılmaksızın (kontenjan oranında) meslek liselerinde istedikleri bölüme kayıt yapmasına imkân verildi. Ancak bu tarihten önce e-kayıt sistemi ile ilçe dışındaki meslek lisesine kayıt yaptırmaya zorlanan başarılı öğrenciler için bir haksızlık oluştu. Mesela Fatih'te okuyan 90 puanlı öğrenci, 2006/32 sayılı genelge ile Bakırköy ve Bayrampaşa'ya giderken, yeni hak verilen öğrenci 2009/75 sayılı genelge ile 60 puan almasına rağmen Fatih'teki okulda kaldı. Burada öğrenciler e-kayıt sistemi yüzünden istemediği okulda okumak zorunda bırakıldı. MEB'in bu öğrencilerin mağduriyetini gidermesi gerekir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA