İnsanın kirli doğasına birebir uyan tuhaf bir kimyası var siyasetin.
Formülü de belli: Hedefine odaklan, gerisini boş ver.
Yani? Amaca ulaşmak için her yol mübah...
Ne yaparsan yap, nasıl görünürsen görün, sonuca odaklan.
İçinden geleni ya da doğruyu değil, amacını gerçekleştirmek için ne gerekiyorsa onu yap.
Sevmiyorsan dahi seviyor görün, inanmıyorsan bile bir azize gibi inanmışı oyna!...
Sakın ha Cuma'ları kaçırma, Alevilerle Semah dön, cem'e katıl...

Bir zamanlar "Hamili kart yakinimdir" yazılı kartvizitlerle bürokrat kapısı aşındırırdı uyanıklar, şimdi "danışman" oldular.
Siyasette ya da başka bir arenada başarılı olamamış kim varsa çirkin ve sinsi bir yol deniyor artık.
Bir güce dayanarak yol almanın peşindeler.
Dillerine Ömer Çelik'i dolamışlar ama yemezler!
AK Parti'nin Adana'dan parlayan yıldızı Ömer Çelik'in adını dillendiriyorlar sık sık.
Hedefleri de belli: Yerleri sağlam olacak, "siyasetten daha yüksek rantlar" elde edecek, koltukları biraz daha büyüyecek, ilçeler dar gelecek.
Hiç utanmadan "Ömer Çelik'in yakınıyım", "Ömer Çelik'in yol arkadaşıyım", "Ömer Çelik'le aynı ekiptenim" ve hatta "Dostumdur, arkadaşımdır" deme basiretsizliğini, "Danışmanıyım" diyebilme cüretini gösteriyorlar.
Bu Makyavel bozuntularını görmemek için kör, duymamak için sağır olmak gerekiyor.
O ki artık Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın danışmanı, AK Parti'nin Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı, Adana'yı Ankara'da temsil eden bir Adanalı milletvekili olarak Meclis kürsüsünden gerçekleri haykıran güçlü bir ses... Ama Adana'da yerel siyasetten bazı kişiler, kendilerini gazeteci sanan iki S., "Ömer Çelik üzerinden" güç ve puan toplama peşinde.
Belediyecisi, eski gazetecisi, televizyoncusu...
Hepsi aynısını yapıyor.
Kendileri gibi kullandıkları yöntem de basit.
Etkilemeyi başardıkları birkaç yerel gazetede çıkarttıkları Ömer Çelik'le ilgili haberlerin kupürleriyle "sözde" basın danışmanlığına filan da soyunuyor bu adamlar.
Ama kazın ayağı öyle değil.
Hiç kimse ve de başta sayın Ömer Çelik bu numaraları yutmaz.
Arkalarının ne denli "güçlü" olduğunu kanıtlamak için "yalakalık yarışına" girişenleri herkes gibi sayın Ömer Çelik de biliyor tabii.
Onu siyasetin entrikalarından uzak tutmak yerine, tayin, atama, işe alınma, bürokrasideki sorunlarını çözmek gibi günlük işlerle uğraştırmaya çalışmak, en başta Adana'ya ve Türkiye'ye kötülük yapmaktır.
Çünkü o Başbakan'ın danışmanıdır, yerel siyaseti çoktan aşmış, genç yaşına rağmen uluslararası ilişkilerde politika üreten titiz ve entelektüel düzeyi yüksek akil bir adam olmuştur artık.
Danışmanı ya da yakını olduğunu söyleyip telefonla dahi kendisine ulaşamayan bu basit adamların el altından yaymaya kalktığı "Telefona bile çıkmaz" şeklindeki dedikodu ise çirkinliğin ve ikiyüzlülüğün daniskasıdır.
Peki, ne olacak?
İkiyüzlüler, S.S.'gibiler ve yerel politikada bir şekilde koltuk sahibi olanlar, "Ömer Çelik'in kovanından bal çalmaya kalkışanlar" cezalarını çekecekler.
Ömer Çelik'in adını telaffuz ederek "bir yerlere tırmanabileceğini sananlar", kurbağa olduklarını akıllarından sakın çıkarmasınlar; zira hiçbir prens onları öpmeyecek...
Bizden söylemesi...