Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ERSİN RAMOĞLU (GÜNEY)

Parlament mavisi...

İlle de o renk olacak…
Mavi…
Ama parlament mavisi…
Gecenin gizemi beni hep mavi düşler ülkesine götürür…
Düşler memleketidir Karadeniz'im...
Nedendir bilmem…
Bilinçaltımda ne var acaba?
Var, bir şey var…

***
Ay bizim oralardan hep göz kırpar bana...
Sonra gökyüzü parlament mavisine döner.
Karadeniz laciverttir, mehtap ise ona ortak…
Mavi hayallerle yaşarım.
Mavi mutluluğun elinden tutunca her şeyi unuturum.
Kısacası ne denizden, ne aydan, ne de mavi diyarımdan ayrılabildim uzakta olsam da…
***

2004 yılında Adana'ya gönderilince gitmek istemedim önce…
Çünkü fistuğum yani benim tatlı anam, güzel anacığım çok hastaydı…
Bu yüzden istemedim Adana'yı.
Röportaj yaparken, haber yazarken, aklımda bir tek şey vardı;
Masmavi denize bakan odasında yatan, bizim için kendini heba eden, şimdi kokusuna ve gülüşüne hasret kaldığım anam, anacığım…
Onu bırakıp da gidemezdim ki pamuk ağalarının memleketine…
Anam, "Git uşağum, sen çalışmazsan biz ne yaparız" demeseydi, Hiç gitmeyecektim…
"Biz ne yaparız" sözü elimi kolumu bağlamıştı.
***

2 Ağustos gecesi Çukurova'nın başkentine uçaktan indiğimde sanki ateş topunun içine düşmüştüm…
O gece sarı sıcakların yaşandığı memlekete uygun hiç kıyafetimin olmadığını fark ettim...
Grubumu temsil edecektim...
Sıradan bir şey giyemezdim.
***
Ertesi gün birkaç giysi almak için dünyayı saran bir markanın mağazasından içeri daldım...
Hemen yapıştım 'parlament mavisi' takım elbiseye…
İnce, güzel bir kumaşı vardı…
Rengi yeterdi zaten…
Parlament mavisi…
Üstüme de oturmuştu…
Mavi tutkusu o gün bir maaşıma mal olmuştu…
Eve getirip dolaba asarken bir kez daha baktım ona…
Ne güzel, ne asil duruyordu.
Üstelik yakışmıştı da…
Yani değmişti verdiğim paraya...
***

Parlament mavisi elbiseme gözüm gibi baktım.
Mesela onu her zaman giymedim…
Özel günlerde bile üstümde fazla kalsın istemedim.
Bir gün onu bizim Kemal ile ünlü bir markanın kuru temizleme şirketine gönderdim.
Ardından da;
"Aman Kemal bir şey olmasın, söyle" diyerek sıkı sıkı tembihledim… Ertesi hafta resmi bir davet için hazırlanırken çıkardım benim parlament mavisi takımı dolaptan…
Beyaz gömleğimi giydim önce.
Sonra parlament mavisi pantolonumu…
Aynanın karşısında kravatımı takıyorum…
O sırada açık pencereden gelen rüzgarı bacağımın arkasında hissettim…
Elimi götürdüğümde ise acı gerçekle yüz yüze geldim.
***

Kuru temizlemeci parlament mavisi takımın pantolonunu arkadan 30 santim kadar yırtmıştı…
Öfkelendim,
Çok da üzüldüm,
Kemal'e demediğimi bırakmadım…
Ama yapacak bir şey yoktu…
Çok sevdiğim parlament mavisi takımımdan ayrılışım acı ve zor olmuştu…
Keşke daha çok giyseymişim onu.
***

Aynı renk elbiseyi yıllarca aradım…
Kumaş üretilmiyor dediler…
"O yok" dediler…
Velhasıl her elbise alacağım zaman ille de 'parlament mavisi' diye tutturdum.
Çünkü parlament mavisine sevdam başkadır benim...
Benim bu renge tutkum, önce fistuğum sonra da Karadeniz yüzünden…
***

Rahmetli anacığımla birlikte dolunaylı gecelerin parlament mavisi ışığında düşe kalka az yük taşımadık…
Anacığımın alnındaki terin mavi parıltısına üzülerek çok baktım…
Parlament mavisi gecelerde onu rahat yaşatacağıma dair ne çok söz verdim kendime...
Ama hiçbirini yapamadım...
Çünkü bir 7 temmuz günü kaybettim onu...
***
O rengin buruk tadı ve sevdası yüreğimden hiç gitmedi.
Neyse ki yıllar sonra parlament mavisi bir elbise bulabildim dün.
Elbiseye bakarken ne hatıralar canlandı gözümde bilseniz...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA