Türkiye'nin en iyi haber sitesi
REFİK ERDURAN

İlletlerden korkmamak

Mevsim değişikliğiyle birlikte Ankara'daki okuldan hastalanan çocuklar haberleri gelince ülkeyi domuz gribi korkusu sardı. Fazla telaşlanmamanız için, internetteki uzman fetvalarından derlediğim bilgi özetini dikkatinize sunayım.
Öksürürken, aksırırken, hatta solurken ağzımızdan burnumuzdan havaya minik su damlacıkları saçılıyor. Hastalıklı kişilerin yaydıklarının içindeki virüsler vücudumuza girerse şifayı buluyorsunuz. Belirtileri başka grip türlerindekilere benzeyebiliyor. Farkı hamilelere, aşırı şişmanlara, astım gibi şikâyetleri olanlara daha çok, 65 yaş üstünde ve 5 yaş altındakilere daha az bulaşması. Virüsün vücuda girişinin en kestirme yolu elin yüze sürülmesi. Bunu yapmaktan kaçınacaksınız. Eller sık sık yıkanacak sabun ve ılık suyla.
Yıkama en az 15 saniye sürecek. Bez değil, kâğıt mendil kullanacaksınız. Hastalanırsanız bir hafta kadar evden çıkmamanız tavsiye ediliyor. Dinlenecek, bol sıvı alacaksınız.
Aynı "normal" grip olaylarındaki gibi...

***

Yani şimdilik fazla çekinilecek bir yanı yok domuz gribi hikâyesinin. Korkacaksanız insanlarımızdaki domuzlaşmalardan korkun. Cinayet her ülkede olur. Ama bizimkilerde acayiplikler var. En belirgin özellik de garip vahşet örneklerinin çoğu zaman kadın-erkek ilişkilerimizden kaynaklanması.
Aksamadığı zaman o ilişkiler insan yaşantısının en keyifli fasıllarından biridir. (Fransızlar "Yaşasın kadın-erkek farkı!" derler.) Türkiye'de erkek egolarının inanılmaz şişkinliği, çarpıklığı ve kırılganlığı yüzünden engizisyona dönüyor. Bilge köyü katliamının nedeni anlaşıldı. Adam karısına "Beni aldattın" diye tutturuyor, bir sürü yandaşla gidip köy basıyor; 44 can alıyorlar. (Yandaşlar da yeterli sayıyor gerekçeyi.) Kabahati niçin yalnız erkek egosunda bulduğumu sorabilir, kadınlarımızın da cinayet işlediğini söyleyebilirsiniz. Doğru; katil kız 19 yaşındayken babaannesini boğazını keserek öldürdüğünü itiraf etti.
Ama ifadesine bakın: "Babaannem beni erkek arkadaşımla parkta gördü. Aileme söylemesinden korktum."
Yine ataerkil düzen dehşeti.
***

Beni en şaşırtan son garabet oldu. Adam aptal ve kara cahil değil. Üniversite kazanmış, gitmemiş. Değişik suçlardan bir sürü sabıkası var.
Kadının birini kıskançlık yüzünden atkıyla boğup yarı açık cezaevinde yatıyor. "İzinli çıkıp" dolaşırken başka bir kadınla tanışıyor. Birkaç kez buluşup sevişiyorlar.
Son seferinde "fantezi" diye işlerini otomobilde gördükten sonra kadının "En iyi sevgilim sen oldun" diye iltifatta bulunmasıyla çapkın yiğidin yine Othello krizi tutuyor. Arabanın içinde eline geçirdiğini söylediği telle boğuyor kadını.
Kurban 39 yaşında. Evlenip ayrılmış olduğu biliniyor. İlişki çok kısa süreli; birkaç buluşmadan ileri gitmemiş. Ama o kadarı yetiyor mal gibi sahiplenmeye.
En tuhafı da, tanışır tanışmaz yatağa giren, otomobil sporuna hayır demeyen birinin başka sevgilileri olmasının yadırganması. Ve o kişinin "En iyisi sensin" sözünün cinayetlik öfkeye yol açması.
Harikalar diyarı cennet yurdumuzda testereli Garipoğlu türünden olayları bile olağandışı bulmuyorum artık. Yalnız buralarda erkeklere yüz vermeyi sürdürebilen kadınlarımızın cesaretine hayranım.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA