Türkiye'nin en iyi haber sitesi
REFİK ERDURAN

Top da yuvarlaktır dünya da

Futbol nedir sizce?
Meraklısı değilseniz, önceki gece şampiyonluk kutlamalarının curcunası yüzünden uykusuz da kaldıysanız, "bela" diyebilirsiniz. Kadınsanız, erkeklerin boğuşma ya da bağırıp çağırma enerjisinin boşaltılmasına yarayan bir manyaklık sayabilirsiniz top oyununu. Yaygın tutkulara burun kıvıran bir aydın iseniz, dev boyutlu iş koluna dönüştürülmüş bir gösteri ticaretinin spor olmaktan çıktığını söyleyebilirsiniz.
Ne derseniz deyin, her hafta milyarlarca insanı coşku doruklarına ya da üzüntü uçurumlarına sürükleyebilen bir bağımlılığın sonuçlarını görmezden gelemezsiniz. İşin tuhafı, üstünde durulunca o sonuçlardan kimileri insanı ciddi ve sevindirici düşüncelere de götürüyor.
Açın televizyonunuzu, dünyanın en çok izlenen kanallarını izleyin; en etkili yabancı dergilere bakın. Türk Hava Yolları'nın müthiş reklamlarını göreceksiniz:
"Belki Barcelona. Belki Manchester United. Ama mutlaka Türk Hava Yolları."
Bunun ne demek olduğunu sorarsanız şaşarım. Gerçekten habersizsiniz demektir dünyadan. Üç gün sonra yer yerinden oynayacak. O en büyük iki takım Avrupa şampiyonluğu için karşılaşacaklar.
Ve Türk Hava Yolları ikisinin de sponsoru!
Sakın, sakın "Çok mu önemli?" diye dudak bükmeyin. İster kadın, ister erkek, ister çoban, ister entel olun, bir katı gerçek var önünüzde:
Türkiye'nin dünyada on yedinci ekonomi durumuna geldiğini bilenlerden binlerce kat fazla sayıda insan "Vay canına!" diyerek o reklamlardan etkilenmekte.

***

6 Şubat 1958 günü bir o kadar insanı ağlamaklı eden haberi çok iyi hatırlıyorum. İngiltere şampiyonu Manchester United takımını taşıyan bir uçak Münih havaalanından kalkarken bir eve çarpıp düşmüş, sekiz yıldız oyuncu ölmüştü.
Takımı ülkenin göz bebeği durumuna getirmiş olan ünlü "futbol sihirbazı" Matt Busby'nin de öldüğü bildirildi. Ama feci yaralı uzman hastanede haftalarca direndikten sonra iyileşti. Ayağa kalkmakla kalmadı, kollarını sıvayarak "İşbaşı yapıyoruz" dedi.
Yas tutan İngiltere'de spor otoriteleri ruhsal çöküntü içindeki Manchester United camiasının travmayı aşamayacağını, takımın bir daha belini doğrultamayacağını yazıyorlardı. Busby yeni oyuncu yetiştirme yolundaki insanüstü çabalarıyla hepsini yalancı çıkardı.
Yirmi yaşındayken dünya çapında ünlenmiş olan Bobby Charlton uçak kazasından sağ çıkmıştı. Kısa sürede ona George Best ve Denis Law adlarında iki süper oyuncu daha eklendi. Efsane üçlünün çevresinde harika bir uyum yakalayan takım 1968 finalinde herkesin favori dediği Benfica'yı eze eze eleyerek Avrupa şampiyonu oldu.
O maç bitince Busby ile Charlton'un sahada kucaklaşırken uçak kazası kurbanı delikanlıları hatırlayarak ağlamaları futbol tarihinin unutulmaz görüntülerindendir.
Sonuçta dünya Manchester United takımına bir unvan daha armağan etti: Phoenix. Bizim bildiğimiz adla Zümrüdüanka.
Yandıktan sonra küllerinden kendini yeniden yaratan, ölümü yenen kuş.
***

Onun ve büyük rakibi Barcelona'nın sponsoru Türk Hava Yolları'mız da öyle bir kuş değil mi?
Az uçaklı, az hatlı, güvenilmez, kötü hizmetli, tekerleklerin dibinde kurban kesiliyor diye alay konusu edilen bir şirketti. Doğruldu, dikildi, gelişti. Şimdi Batılı birçok rakibi pırpırlarken dünyanın dört yanında dosta düşmana parmak ısırtmakta.
Göklerde süzülüşünü izlerken kafam da havalanıyor: onun çok daha kapsamlı gerçeklerin mecazı olduğunu düşünüyorum.
Şu topraklar üstünde yaşayan insanlar, öldü bitti diyenleri afallatmadılar mı onurlu bir şahlanışla?
Daha, daha... Tarihe karıştı sanılan toplumculuk bir gün insanlığı tam insancıllığa kavuşturmayacak mı en sevinçli dirilişle?
Zümrüdüanka gibi.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA