Türkiye'nin en iyi haber sitesi
REFİK ERDURAN

Aslan mıyız, tavşan mı?

Yapay dönüm noktası, takvim fantezisi yılbaşı geldi çattı diye türlü saçmalık yapılmakta ve yazılmakta ya, yabancı basın da görevini ihmal etmiyor. Bu yıl tahmin karamsarlığı pek moda nedense.
Şom ağızlılık rekoru yayın kaynanamız Economist dergisinde. Birkaç yazarının katılımıyla açtığı 2012 falında tabii bize de yer veriyor. "Ağızlarından yel alsın" diyerek okuyun tahminlerini:
Fransa'da seçimi Sarkozy kazanacak.
Pakistan Cumhurbaşkanı sağlık sorunlarını gerekçe göstererek Avrupa sürgününe gidecek; yerini asker cuntası alacak. Onun elindeki nükleer silahlar dünyanın başına büyük bela olacak.
İran'da ayaklanmalar kanla bastırılacak; Ahmedinejat ev hapsine konulacak.
Irak ve başka Arap ülkeleri korkunç karışıklıklara sürüklenecek. Müslümanlar birbirlerini boğazlayacaklar. Birçoğu Avrupa'ya doluşacak.
Afrika'da Mugabe'ye inme inecek.
Esad devrilip idam edilecek.
Chavez kanserden ölecek.
Castro da sizlere ömür.
Ya Türkiye? Erdoğan hastalığının ilerlemesiyle kendini emekliye ayıracak. Ülke köktendinciliğe sürüklenerek karanlığa gömülecek.
"Economist dergisine ne olacak?" derseniz... Kına yakacak herhalde.

***
Haklarını yemeyelim; yabancı yayın organları arasında dengesini koruyarak insanları aydınlatma görevini iyi yapanlar da var. Örneğin Newsweek dergisi Yunanistan'ın durumu üstüne İslam tarihi uzmanı Fouad Ajami'nin bir tezini kısaltarak yayımladı.
Son yıllarda okuduğum en tarafsızca yazılmış yazılardan biri olan incelemede şunları çarpıcı ayrıntılarla anlatıyor Ajami:
Çağımızdaki Yunanistan kendini "Batı uygarlığının kaynağı" dediği bir kültürün mirasçısı saymaktan ve modern ekonomik- politik disiplinlere uyma gereğinden muaf görmekten kurtulamıyor.
Oysa Osmanlı İmparatorluğu'nun parçası olarak yaşadığı uzun yüzyıllar boyunca egemenler askerlikle ve devlet yönetimiyle uğraşırken tenezzül etmedikleri ticaret gibi para-pul işlerini -Ermeniler ve Yahudilerle birlikte- Rumlara bırakmışlardı.
Sivil denizcilik de onlara kaldı. Tüccargemici Rumlar İzmir'i çağın yıldız kenti yaptılar. Oradaki işadamları, bankacılar, hukukçular, hekimler Rum'du çoğunlukla. Ama zenginlik yetmedi. Avrupa'nın kışkırtmasıyla ayrılıkçılık akımına kapıldılar. "Biz özeliz" havalı kültürel mirasyedi şımarıklığı günümüzde Avrupa Birliği faturalarını ödeyemedikleri güne kadar sürdü.
İnceleme şu uyarıyla sona eriyor: Eskiden ekonomiye boş veren Türkler akıllanıp son on yılda derli toplu bir açılım ve atılım mucizesi yarattılar. Batı'nın şımarttığı Yunanistan hayallerden sıyrılıp o yola girmezse belini doğrultamaz.
***
Evet, dengeler gerçekten böyle. Güçlü durumdayız. Öyleyse niçin kendi insanından ürken bir ülke gibi davrandığımız da oluyor?
Ayşe Emel Mesçi dostum kendini yurtta ve dünyada kanıtlamış, en değerli meslektaş ve sanatçılarımızdan biri. Kızı Zeynep de 178 IQ dereceli, çocukluğundan beri hiperaktif, kabına sığmayan bir yetenek dinamosu, ayrıca bir iyi kalplilik şampiyonudur. Kardeşi lösemiye yakalanınca ona ilik verdi. Kendi sağlık sorunlarına karşın, merak sardığı gazetecilikten sağa sola koşup insanlara yardım haberi üretmek için yararlanıyordu. Gözaltına alındı.
Ne taşkınlık yaptı, ne ölçüsüz laf etti, bilmiyorum. Ama kimseye boyun eğmeyen, eğemeyen kızın bir örgüte girip şundan bundan emir alacağına inanamam. Ayrıca, fotoğrafına bakarken düşünüyorum: Canavarlığa soyunsa ne yapar bu kız? Vermesi olası hangi zarardan korkuyoruz?
Eş dost yarın akşam nasıl eğleneceğimi sormaktalar. Eğlenmeyeceğim. Keyfim yok.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA