Türkiye'nin en iyi haber sitesi
REFİK ERDURAN

Kemik

Yargıç karşısında sanık "saygısızca" otursa azarlanır hemen: "İndir bacağını, doğru otur!" Neden? Çünkü yargıç kürsüsü adalet timsalidir; onuru vardır.
Peki, başka uğraşların, örneğin vatan koruma mesleği askerliğin simgesi olan üniformanın hiç mi saygınlığı yoktur?
"At içeri, bir düzine... Bir düzine daha..." Ne oluyor? Manav dükkânına arabadan karpuz mu boşaltılmakta? Hayır, kodese general tıkılıyor. Niçin? Yaptıkları incelenecek. İyi de, ne kadar sürdü bu? Daha ne kadar sürecek? Belli değil...
Evimizin önüne boru döşemek için sokağı kazan görevliler işi birkaç gün uzatsalar sinirlenir, "Elinizi çabuk tutun" deriz. Adalet mekanizmamızın inceleme tamamlaması için günlerce değil, yıllarca bekleniyor. Askerler, gazeteciler, milletvekilleri, her uğraştan İNSANLAR demir parmaklık gerisinde ömür tüketmekte. Yakınları perişan, kamuoyu her gün daha tedirgin.
Yeter artık, beyler! Haberiniz olsun: Sizin de saygınlığınız tükeniyor.

***

Yetti dedirten bir şey daha var: Basının bir kesimindeki şirretlik ve herkesi aptal yerine koyma küstahlığı.
Darbe tehditçiliğinden vazgeçilmesine kızıp Genelkurmay Başkanına çatan saftaki Bekir Coşkun'un pek ince alegorik yazısında bir "sahipsiz kurt" (kim olduğu belli tabii) boyalı kulübede oturan "çok bakımlı, şişman, keyfi yerinde" bir köpek görüp adını soruyor.
"Paşa. - Önündeki şey ne Paşa? - Kemiğim. - Yumuşak koltuk gibi olan? - Minderim. - Kim veriyor bunları? - Sahibim. - Omuzunda parlayan ne? - Tasmam. - Ne işe yarar? - Sahibim beni yönettiğine göre... Nereye çekerse oraya..."
Halk çoğunluğunu hödük diye aşağılamakla, onun seçtiklerine "Yuh, oha, çüş" diye seslenmekle ünlü yazar kıvırdı şimdi: Paşa başkaymış, General başka. Ona kaleminden kir akıtan zat demek ise söz konusu basın kesimince ağzını bozmak!
Her laf sübjektif değerlendirme konusu olur da, sayılar tartışılamaz. Asıl hesabı sorulması gereken somut simge şu "kemik".
Önüne gelene rahatça yalaka diyebilen sayın Bekir Coşkun uzun yıllar Aydın Doğan'dan nemalandı. O sahibin imparatorluğundaki minder altından alınıp kulübesinden kovalandıktan sonra eski saltanat odağına -hırladı demeyeyim- kükredi. Aydın Beyin emrindeki kemik dağlarının yanında Genelkurmay Başkanının aylığı kırıntı bile değildir.
Erkeğin maaşı sorulmazmış ama konu kamuoyunu ilgilendirdiği zaman o kural geçerli sayılmaz. Ben sayın Coşkun'dan daha önce de kemik boyu üstüne bir açıklama rica etmiş, yanıt alamamıştım. Şimdi tekrar soruyorum: Patronuyla ve gazete yönetimiyle hiçbir görüş ayrılığı belirtisi sızdırmadan Hürriyet' e yazdığı yıllar boyunca şu ya da bu muhasebe başlığı altında aldığı paraların toplamı nedir?
Yanıtı asabiyet ve karamsarlığının nedenlerine ışık tutabilir. Demokrasi kahramanları sosyal adaleti de önemsemelidir azıcık. Ve takiyeci gericilere karşı her gün ilerici ahlâkı savunanlara şeffaflık yakışır, değil mi?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA