Türkiye'nin en iyi haber sitesi
REFİK ERDURAN

Kadın eli

Oh, neyse! Doğrusunu isterseniz dört yıllık siciline pek de kuş kondurmuş olmayan Hüseyin kardeşimizin Beyaz Saray kiracılığını bir dönem daha uzatacağını düşünmek aşırı iyimserlik değilmiş.
Nasıl yendi karşısındaki devasa para gücünü?
Yorumcular pek çok "faktör" sıralıyorlar. Kara derililer, kahverengi derililer, eşcinseller falan onu destekledi tabii. Ama onların toplamı seçmen sayısının dörtte biri kadar. En etkili dayanak besbelli: kadınlar.
Evet, her renkten, her eğilimden, her sınıftan kadın çoğunluğu belirledi seçim sonucunu.
Peki, onların tercihini ne belirledi?
Bizde dindarlıkla sağcılık karıştırılıyor ya. Dindarlığın da, dinciliğin de daniskası Amerika'dadır. Seçimden sonra Obama zafer, Romney veda konuşmasını aynı haykırışla "Tanrı ülkemizi kutsasın!" diye bitirdiler.
Yalnız, Cumhuriyetçilerin safı aklı ve mantığı dışlayan uçuk dinci kesimi de kapsıyor. O üşütükler kadını pasif nesne gibi görmekte direnir. Örneğin Romney yandaşı iki senatör kürtaj yasağını insancıl ilkelere dayanarak savunacak yerde "Irzına geçilen kadınların başına gelen takdiri ilahîdir" dediler. Yani tecavüz Tanrı'nın işi olduğuna göre, sonuçları makbulmüş.
Amerikan kadınları, dindarları dahil, ayağa kalktı. Seçimde o iki senatör de yenildi. Senatoya giren üç yeni demokrat üyeden ikisi kadın.
Biri hızlı solcu, öteki cinsel tercihini ilan eden bir lezbiyen. İkisi de çakı gibi dövüşken politikacı.
Bizde kadınlar ne durumda? Her konu gibi bunu da konuşulanlara değil, kendi yaşadıklarıma bakarak değerlendirmeye çalışmaktayım.
"Aşağılanıyor, eziliyor, öldürülüyorlar" diyeceksiniz. Doğrudur, kadına karşı kaba güç kullanımında büyük artış var. Ancak, bu -şaşırmayın- olumlu bir gelişmenin tersten belirtisi. "İnce güç" diyebileceğimiz kadın etkisi hızla yükseliyor bizim ülkemizde de. Erkeklerimizin ilkel kalmış kesimi sindiremiyor o yeni bağımsızlaşmayı. Kaslarıyla saldırmaktan başka tepki veremiyor.
En aydın geçinen çevrelerimizde bile ataerkil yaklaşımın çarpıklığı sürmekte. "Okumuş" erkeklerimizin çoğu hâlâ dişiye süs gözüyle bakar. Güzelliğini över, giyinişini şık bulur, ev iyi döşenmiş ise "Kadın eli değmiş" der. O kadar. Mantık, matematik, inisiyatif, ataklık, doğru ve yürekli karar? Öyle üstünlükler genelde erkeklere özgüdür.
Birinci sınıf bir kafa ve gönül adamının kurup yönettiği İstanbul Kültür Üniversitesinin içinde bulundum uzun süre. Onun kenara çekilmesiyle kızlarından biri başa geçti. İyi giden her şey daha da parladı.
Dün orada bir görev devir töreni vardı. Yeni rektör bir kadın akademisyenimiz. Onun ve üniversitenin lideri genç kadınımızın konuşmalarını duymanızı isterdim. Görürdünüz mantık, inisiyatif, doğru ve yürekli karar nasıl oluyor.
Yarın da Atatürk anılacak. Artık eleştirilebiliyor o. Sağlıklı bir gelişmedir, temeldeki katkısının gözden kaçırılmaması şartıyla. En tartışılmaz zaferi kadınlarımızın önünü açmasıdır.
Onların eli öpülesi bence. Fransız bakışıyla zarif dişi diye değil, yeni Türk görüşüyle değerli insan diye.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA