Türkiye'nin en iyi haber sitesi
REFİK ERDURAN

Çay içememek

Hiç aklımın yatmadığı bir şeydir sauna. Kavurucu sıcaktan dondurucu soğuğa sokup çıkararak doğanın hiçbir coğrafyasında rastlanmayan travmalar yaşatır insanlara.
Yazık ki Türkiye'miz sauna gibi bir ülke oldu. Sık sık ruhen ısınmaktan donmaya geçiveriyorum.
Sabah televizyondan haberi alınca sevindim: Yangın çıkarsa hükümlüler zarar görmesin diye cezaevlerimizde bundan sonra yanmaz maddelerden yapılmış yataklar kullanılacakmış.
"Oh," dedim, "bizim memleket idam edilmiş insanların evlerine adam gönderilip infaz giderlerinin ödenmesinin istenebildiği bir gaddarlık cehennemidir ama böyle uygarlaşma belirtileri de görülüyor artık."
Sonra elime gazeteyi alınca Zeynep'in haberi çıktı karşıma. Cezaevinde o da üç gündür açlık grevindeymiş. Zaten nasıl yaşadığını düşündürecek kadar sıskaydı. Şimdi, bu...
Çay içecektim. Boğazımdan geçmedi.

***

Önce bir şeyin altını çizeyim. "Adaletin işine karışmak" elbette kural dışıdır. Bir davada sonuç alınmadan yargıyı etkilemeye çalışmamak gerekir, amenna. Ancak, yargının yerine getirilişinin biçimi üstüne görüş açıklamak adalete müdahale değildir.
Varsayın ki idam cezasını kaldırmamış bir ülkedesiniz. Suçu sabit bir caniyi darağacına götürüyorlar. Celladın adamı tekmelemesini onaylar mısınız? Öyle bir davranışı yargının haklı olup olmadığı konusunun dışında bir hoyratlık ayıbı sayarsınız herhalde.
Türkiye'deki uzayan tutukluluk örneklerinin bir bölümü o türden ayıpların feriştahına dönüştü.
Ayşe Emel Mesçi en derinlemesine araştırma yapan kültür uzmanlarımızdan, en renkli yazılar yazan meslektaşlarımızdan, en ustaca oyun sahneleyen yönetmenlerimizden biri. Kızı hapse düştü düşeli o verimi sürdürebilmek için canını dişine takması gerekiyor.
Zeynep'i bilirim. "Terör suçu işleyecek en son insanı söyle" deseler aklıma onun adı gelir. Ama burada o konunun üstünde duracak değilim. Davası görülsün, yargıç kararını versin. Tek sorum şu:
Dava sürerken Zeynep'in belirsiz süreyle demir parmaklıklar arkasında tutulması niçin şart? Yerinden kımıldayamaz haldeki kız kaçacak mı? Bir yerlere bomba mı atacak? Annesinin karartamadığı hangi kanıtı yok edecek?
***

Ayşe'yi aradım. Ağlamaktan güçlükle konuşuyordu. O durumdaki kızın ne demeye açlık grevine katıldığını sordum.
"Cezaevinde herkes grevde, zaten yemek almıyorlar," dedi. "Katılmayıp da ne yapacak?"
Gerçekten anlayamıyorum. Başta başbakan Erdoğan olmak üzere, iktidar partisinin çoğu ileri geleni anlamsız tutukluluk uzayışlarının toplum vicdanını artık iyiden iyiye tedirgin etmekte olduğunu, kendilerine siyasal zarar da verebileceğini gördüler, çözüm bulunmasını istediler.
Niçin bulunamıyor? Ülkemizde yetkilerini inatlara alet eden yargıçlar mı var? Onlar öyle yaptıkları zaman çaylarını rahatça içiyorlar mı?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA