Türkiye'nin en iyi haber sitesi
REFİK ERDURAN

Nefes oksijendir

Sıkça kullanılan "kendi ayağına kurşun sıkma" sözü Amerikan kaynaklıdır. O ülkenin Vietnam savaşından kaçmak isteyen gençleri yaralanmış görünmek için ayaklarının küçük parmaklarına ateş ediyorlardı.
Bir başka Amerikan deyimi de "ağaç kucaklayıcı" ("tree hugger"). Yeşil sevgisini abartan çevrecilerle dalga geçmek için kullanılıyor.
Şimdi Türkiye dünyaya o iki sözü birden hatırlatan bir ülke gibi görünmekte. İşlerimiz tıkırında giderken sapıtıvermiş, birkaç ağaç konusunda çıkan anlaşmazlığı büyütüp tökezlemişiz.
Olmaz öyle şey. Ülkeler durup dururken sapıtmaz.
Demek ki dış odakların tezgâhladığı bir komplo yüzünden oldu?
Tam senkronik (eş zamanlı) bir uyum içinde ülkemizden yabancı para çekilmesi, uluslararası medyanın yaylım ateşi, devlet kademelerinin kesintisiz salvosu gibi belirtilere bakınca buna hayır demek zor. Bir "tertip" karşısında bulunduğumuz kesin.
Peki, olayı yaratan sorunlar yok mu yurt içinde de? Elbette var.
İktidar çevreleri "Sandıkta kazanamayanlar başka çare aramakta" diyorlar.
Söyledikleri doğru. Ama bu "Sorun yok" mu demek? Tam tersine, sorunun ta kendisi.
Küçücük bir anafor nasıl fırtınaya dönüştü? Yıllardır yenikliğin çaresizliğinden bunalan beyazların öfke birikimi o kesimdeki gençliğin enerjisiyle birleşti, birtakım yönetim yanlışları ve hoyratlıklar da soruna tüy dikti. Çadırını, gitarını, birasını kapan koştu sanal devrim şenliğine. "Kontrolden çık- maya başlamış" Türkiye'yi çelmelemek isteyen dış güçler kendi hesapları için bereketli bir ortam buluverdiler.
Ne onlar yeminli melun düşman, ne içteki direnişçiler vatan haini. Herkes kendi doğasına uygun tutum içinde.
Şimdi ülkemizi esenliğe götürecek rota ne olabilir?
Ara sıra "Madem Türkiye'nin en büyük sorunu doğru dürüst bir muhalefet eksikliği, bari onu da Erdoğan sağlasın" diyenler çıkar şaka yollu. Oysa soruna öyle yaklaşmak şaka değil, ciddi bir çözüm seçeneği.
İktidarın muhalefet partisi kurmasından söz etmiyorum tabii. Yapılması gereken, beyaz kesimin nefes almasına, sesini duyurmasına, umutsuz bir köşeye sıkışmışlık duygusundan kurtulmasına olanak sağlamak.
Başbakanın "fahri" protesto temsilcileriyle görüşmesini hafife almak yanılgıdır. Ülkemizde genellikle insanlar karşısındakini ancak iki cümle konuşturur, üçüncüsünde lafı ağzına tıkarlar. Orada beş saat boyunca kimse kimsenin sözünü kesmemiş. Bu bile hayır belirtisidir.
Referandum da yapılmalı, sonucuna uyulmalıdır.
Öyle davranmak iktidarın geri adımı değil, Türkiye'nin doğru satranç hamlesi olur.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA