Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ERDAL ŞAFAK

Azizem

Onunla sadece iki kez karşılaştım. İlki 2003 Aralık'ında Tokyo'da, ikincisi 2008 Mart'ında Dakar'da...
"Japonya'da Türk Yılı" etkinliklerinin kapanış törenleri için Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'le birlikte Tokyo'ya gitmiştik. Heyette Başbakanlık Başdanışmanı Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu ile Kayseri Milletvekili Taner Yıldız da vardı. (Not: Ne uğurlu geziymiş; ikisi de bakan oldu). Ayrıca birkaç milletvekili, bolca işadamı ve biri bendeniz olmak üzere üç gazeteci.
"2-33-6 Jingumae Shibuya-ku" adresindeki Türkiye Büyükelçiliği'ne girdiğimizde, "Buraya bir kadın eli değmiş" diye düşünmüştüm. (Not: Yolu Tokyo'ya düşeceklere mutlaka büyükelçiliğimize uğramalarını tavsiye ederim. Bina bir mimarlık şaheseri. Sadece Japonya'nın değil dünyanın en ünlü ve en önemli mimarlarından Kenzo Tange'nin eseri. Japon stiline modern yorum getirmesiyle tanınıyor. Beş kıtada imzası var. Ama en önemlisi "Hiroşima'yı yeniden yaratan adam" olarak biliniyor. Türkiye işte büyük maddi fedakârlıkları göze alıp Tokyo Büyükelçiliği binasını bu büyük mimara çizdirtti. Hem de "5 cent'e muhtaç olduğu" yıllarda, 1977'de...)
Ne diyordum; "Buraya kadın eli değmiş..." Yanılmamışım.
Aradan aşağı-yukarı 5 yıl geçti; 2008 Mart'ında İslam Konferansı Örgütü zirvesi için Cumhurbaşkanı Gül'le birlikte Senegal'in başkenti Dakar'a gittik. Oradaki büyükelçiliğimizde Gül onuruna verilen davette bir baktım, o... "Hayırdır" dedim, "Ne işiniz var buralarda?" Güldü; "EXPO 2015 için kulise geldim" dedi. Meğer "EXPO 2015 İzmir Tanıtma Fonu"nu yönetiyormuş...
5 yıl arayla farklı coğrafyalarda, farklı iklimlerde, farklı ortamlarda karşılaştığım o kişi, Solmaz Ünaydın'dı.
Cumhuriyet tarihinin ikinci kadın büyükelçisi. (Not: İlki, Filiz Dinçmen'di. Şimdi 18 kadın büyükelçimiz görev yapıyor.)
Mükemmel bir eğitimden sonra 1974'te girdiği Dışişleri'nde basamakları tırmanması kolay olmamıştı; 2006'da SABAH'ta yayınlanan (Not: Balçiçek Pamir yapmıştı) röportajında sitem ve hüzün yüklü bir tonda "Dışişleri'nde kadın olmak zordur. Erkekler 3-4 yılda büyükelçi olurken ben 8 yıl bekledim. Dışişleri'nde rekabet çok, bu yüzden kadınları istemezler" demişti.
Ama başarmıştı: Büyükelçiliğe terfi edince ilk görev yeri Stockholm olmuştu, ardından Varşova, daha sonra da Tokyo.
Tokyo'da 4 yıl görev yaptı, sonra da emekliye ayrıldı. İşte o emeklilik günlerinde "EXPO 2015" organizasyonunun başına getirildi.
Eşi de diplomattı: emekli Büyükelçi Tevfik Ünaydın.
Kardeşi de diplomattı (Washington Büyükelçiliği Müsteşarlığı yaptı), ve de siyasetçiydi (Kurucu Meclis üyeliğine, Ticaret Bakanlığı'na getirildi): Mehmet Baydur.
Babası tarihçiydi ve de siyasetçi (Milli Eğitim Bakanlığı yaptı): Hikmet Baydur.
Cumhuriyet'in önemli bir isminin geliniydi: Lozan Konferansı heyetinde yer alan, üç dönem Afyonkarahisar milletvekili seçilen, bir dönem Atatürk'ün Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği'ni yürüten, Tiran, Atina ve Budapeşte'de elçilik, Roma, Londra ve Atina'da da büyükelçilik yapan Ruşen Eşref Ünaydın. "Anafartalar Kumandanı Mustafa Kemal İle Mülakat"ın yazarı.
Aileden diplomat, zarif insan, Tokyo'da hâlâ izleri olanca tazeliğiyle duran Solmaz Ünaydın geçen hafta hayata veda etti. Bana da bu veda ve vefa yazısını kaleme almak düştü.
Başbakan Erdoğan, diplomatlara arada bir "Monşer'ler" diye takılır. "Monşer"in (Yazılışı: "Mon cher") onca anlamından biri de "Azizim" demek. Ve bu sıfatın "Feminin"i, yani "Dişi"si olan "Maşer"i (Yazılışı: "Ma chere") en çok Solmaz Ünaydın hak ediyordu: Çünkü o gerçekten bir "Azize"ydi...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA