Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ERDAL ŞAFAK

Kendini yakmak

Birinin kent meydanında, sokak ortasında ya da kalabalığın arasında kendini yakması, cesaretin ötesinde bir şeydir.
Çünkü kendini yakmak hiçbir intihar türüne benzemez.
Bir depremin öncü sarsıntısıdır.
Ryszard Siwiec'i hatırlar mısınız?
Polonyalı bir öğretim üyesiydi. Ve de bir eski asker. Prag İlkbaharı'nın 21 Ağustos 1968'de Kızıl Ordu tanklarının altında ezilmesini protesto için Varşova'da, Dziesiciolecia Stadı'nda düzenlenen geleneksel hasat şenlikleri sırasında kendini yaktı. 8 Eylül 1968'de. Prag'da umudun öl(dürül)mesinden 20 gün kadar sonra. Stadı dolduran 100 bin kişinin dehşetten büyümüş gözleri önünde. Ardında 5 yetim çocuk bıraktı, bir de ses kaydı: "Varşova Paktı ordularının Çekoslovakya'yı katletmesinin ve bu katliama Polonya ordusunun da katkıda bulunmasının utancıyla yaşayamam..."
Jan Palach'ın adını duydunuz mu?
Felsefe öğrencisi bir Çek genciydi. Ülkesindeki demokrasi ve özgürlük filizlerinin Varşova Paktı ordularınca koparılıp atılmasını protesto için Prag'daki Venceslas Meydanı'nda kendini yaktı. 16 Ocak 1969'da. Şimdi aynı meydanda, Aziz Venceslas heykelinin hemen önünde onun için küçük bir anıt dikili. Ve her zaman çiçek dağları var o anıtçığı örten.
Jan Zajic'i bileniniz var mı?
O da bir Çek genciydi. Teknik üniversitede okuyordu. Demiryollarında mühendis olarak çalışmaya hazırlanıyordu. Jan Palach'ın kendini yakmasından sonra tetiklenen açlık grevlerine katıldı. Palach'ın kendini yaktığı Aziz Venceslas heykeli önünde düzenlenen anma törenlerinde ön saflardaydı. Ve Vaclavske Namesti Caddesi'nde, kimyasal maddeler döktüğü elbisesine kibriti çakıverdi. 25 Şubat 1969'da. Saat 13.30 sıralarında. Komünist rejim cenaze töreni düzenlenmesini ve Prag'a gömülmesini yasakladı. Doğduğu Vitkov'da toprağa verildi sessiz sedasız. Şimdi Prag Ulusal Müzesi önünde, bronz bir haç biçiminde bir anıtçık var adını taşıyan.
Romas Kalanta'yı tanıyanınız çıkar mı?
Litvanyalı bir gençti. 19 yaşındaydı. 14 Mayıs 1972'de Kaunas kentinde, belediye sarayının tam karşısında kendini yaktı. Ülkesinin Kızıl Ordu işgali altında olmasını, Sovyetler Birliği'nin Litvanya dili ve kültürünü yasaklamasını protesto için...
Hiçbirinin ölümleri boşa gitmedi.
Ryszard Siwiec'in trajedisi 1991'de Polonyalı yönetmen Maciej Drygas'ın bir filmine konu oldu: "Çığlığımı duyun".
Jan Palach'ın ölümünün 20'nci yılında, 1989 Ocak'ında bir hafta süren etkinlikler düzenlendi. Ve o "Palach haftası" komünist rejimin sonunun başlangıcı oldu.
Jan Zajic'in ölümü, Çekler tarafından özgürlük yolunun önemli bir kilometre taşı kabul edildi.
Romas Kalanta'nın ölümü, Litvanya faciasında Batılılar'ın vicdanlarını uyandırdı.
Kendini yakmak hiçbir intihar türüne benzemez. Çünkü kendini yakmak intihar değil, meydan okumadır.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA