Sokağa çıkan, halkın nabzını tutan, toplumun siyasal-ekonomik- sosyal eğilimlerindeki değişimleri belirlemeye çalışan üniversitelerimizin sayısı giderek artıyor. Hem güzel, hem doğru, hem de siyasetçilere, akademisyenlere, sivil toplum yöneticilerine ve iş dünyasına yol göstermesi açısından son derece yararlı bir gelişme.
Kadir Has Üniversitesi de düzenli olarak bu tür araştırmalar yapan yüksek öğretim kurumları kervanında yer alıyor. Üniversitenin geçen yılın son ayında ülke genelinde 26 ilde bin denekle yüz yüze görüşerek gerçekleştirdiği "Türkiye Sosyal- Siyasal Eğilimler Araştırması" bugün kamuoyuna açıklanacak.
Ben önceden bu araştırmanın çok önemsediğim bir bölümünü yansıtmak istiyorum. Umarım, Kadir Has Üniversitesi yönetimi birkaç saat öne aldığım için beni ambargoyu delmekle eleştirmez.
Araştırmanın ayna tutacağım bölümleri "Güvenlik ve Terör" ile "Kürt Sorununa Yaklaşım" başlıklarını taşıyor. İşte tablo:
1) Deneklere "Türkiye'deki terörün çözümü için en etkili yol hangisidir?" diye soruldu. Yüzde 44.2'si "Askeri yöntemler" dedi, yüzde 29.5'i ise "Siyasi yöntemler". Diğer seçenekler daha az destekçi buldu: "Kültürel politikalar" yüzde 9.6, "Ekonomik önlemler" yüzde 9.3, "Sosyal politikalar" yüzde 6.8. Kadir Has Üniversitesi, 2010'da da benzer bir araştırma yapmıştı. O çalışmada "Askeri yöntemler" yüzde 31.6, "Siyasi yöntemler" ise yüzde 33.4 oranında destekçi bulmuştu. Buradan çıkan sonuç şu: Son bir yılda teröre karşı askeri yöntemle mücadele edilmesini savunanlar neredeyse yüzde 40'a yakın artış gösterdi, "Siyasal yöntemler"i önerenler ise yüzde 15 dolaylarında azaldı.
2) "Terör sorununun çözümü için kimlerle görüşülebilir?" sorusu için üç seçenek, yani üç adres önerildi: BDP, PKK ve Abdullah Öcalan. BDP için yüzde 28.8 evet, yüzde 71.2 hayır çıktı. PKK için yüzde 17.1 evet, yüzde 82.9 hayır, Öcalan için de yüzde 15.6 evet, yüzde 84.4 hayır. Deneklerin yüzde 51.8'i "Kimseyle görüşülmemesi gerektiği"ni belirttiler. Daha önemlisi şu: Yanıtların bölgelere göre dağılımında Karadeniz, Marmara, Ege, Akdeniz ve İç Anadolu'da teröre çözüm için hiçbir muhatap aranmamasını savunanlar yüzde 80'in üstüne fırladı. Yani, Ankara'nın batısı, teröre siyasi çözüm arayışlarına karşı çok daha katı. (Not: Marmara sadece BDP'nin muhatap alınması seçeneğine yüzde 41.4 olumlu yaklaştı.)
3) Bu sonucu "Sizce Türkiye bölünme tehlikesi altında mı?" sorusunun yanıtları da doğruluyor: Türkler'in yüzde 44.8'i evet, yüzde 43.1'i hayır derken, Kürt kökenlilerde evet yüzde 22.8, hayır yüzde 60.9 olarak çıktı. Fikri olmayanlar da dağıtıldığında "Etnik olarak kendisini Türk diye tanımlayanlar"ın yaklaşık yarısı Türkiye'nin bölünme tehlikesi altında olduğu görüşünü taşıyor.
Kadir Has Üniversitesi'nin araştırmasının sonuçlarını tek cümleyle özetlemek gerekirse, Türkiye en azından zihinlerde kamplaşmaya, hatta ayrışmaya doğru gidiyor.
Doğrusu bu araştırmanın bulguları beni çok ama çok kaygılandırdı.