Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ERDAL ŞAFAK

Ölüm

"ÜÇLEME" DENEMESİ/2

Önce bir özür. "Hayat ne? Ölüm ne? Araf ne? Bir süredir bu sorulara 'Somut' cevaplar arıyorum" diye başladığım "Üçleme"nin ilk yazısından sonra, tam sayfa ilanlar nedeniyle iki gün ara vermek zorunda kaldım.
Buyurun ikinci yazı. "Ölüm" üstüne...

***

Endonezya'nın 6 binden fazlası meskun 17.508 adasının hemen tümünde halkın çoğunluğu Müslüman. Biri hariç: Bali. "Yeryüzü cenneti" denilen Bali'de egemen din Hinduizm.
Balililer sadece Hinduizm'i benimsemekle kalmamışlar; Hindistan'ın "Kast" sistemini de toplumlarına uyarlamışlar. Her ne kadar biraz hafifleterek ya da yumuşatarak da olsa... (Bu arada bir not: Endonezya ile vizeler bugünden itibaren resmen kalkıyor. Artık elinizi kolunuzu sallaya sallaya Bali'ye gidebileceksiniz.)
Hindistan'da olduğu gibi Bali'de de toplum dört "Varna"ya (Sanskritçe'de renk demek) ayrılıyor. Üçü üst sınıfı oluşturuyor ve yönetme hakkı, derecelerine göre, sadece onların tekelinde. Dördüncü "Varna" ise en alt tabakayı işaret ediyor. Ada halkının yüzde 90'ını oluşturan bu gruba sadece "Gariban", hatta "Tebaa" gözüyle bakılıyor.
***

Yine Endonezya'da olduğu gibi, Bali'de de ölüler yakılıyor. Törenle.

Yakma törenleri inanılmaz bir masraf. Üst tabakadakiler için bir ev, bir otomobil parasına denk. Alt tabakadakiler için ise bütün bir hayatın gelirine. Hatta ondan da fazlasına.
Üst tabakalardan biri öldüğünde bambulardan 7 katlı kule yapılıp, cenazesi en üste yerleştiriliyor. Cennete daha kestirmeden ulaşabilsin diye.
"Tebaa" ya da "Gariban" muamelesi gören alt tabakadan birinin cenazesi ise sadece tek katlı bir kulede yakılıyor.
Üst tabakadan birinin cenazesinin yakılma giderlerini -varlıklı oldukları için- ailesi pek zorlanmadan karşılayabiliyor.
Alt tabakadan biri ise tüm hayatı boyunca cesedinin yakılma işlemine gerekli parayı biriktirmek için çalışıyor! Ve çoğu kez o birikim bile yetmiyor.
***

Diyelim ki, bu aşağı ve aşağılanmış tabakadan biri öldü...

Köyün falcısı ve rahibi ölünün yakılma töreni giderlerini kalem kalem yazıp aileye verdi ve sordu: "Karşılayabilecek misiniz?"
Cevap "Hayır" olursa, o ölü yandı! Hayır, yakılmadı, ailenin gerekli parayı denkleştirebilmesi için toprağa gömüldü. Bazen aylarca sürüyor toprak altındaki bekleyiş, bazen yıllarca.
Aile "Tamam" deyince önce falcı yakma töreni için seçenekli tarihler belirliyor, daha sonra rahip bunlardan birine karar veriyor.
Ve kimbilir kaç yıl önce ölmüş zavallının cesedi topraktan çıkarılıyor. Ailenin evine getirilip avluya konuluyor. Cesedin çevresine yiyecek yığılıyor. Kötü ruhları kovmak için. O dağ gibi yiyeceğe ne para gidiyor, bir bilseniz...
Ardından ceset çiçek parfüm ve pirinçle örtülüyor. Rahip saatlerce sürecek duaya başlıyor. Aile de duaya katılan köy halkını doyurmak için ha bre yemek taşıyor. Son dua okunduktan sonra çanlar eşliğinde 30-40 erkek gelip, cesedi bambulardan hazırlanmış bir sedyeye koyuyor. Ve yakma töreninin yapılacağı köy meydanına doğru yola çıkılıyor. Arkalarında yiyecek dolu sepetler taşıyan kadınlar. Onların arkasında da tüm köy halkı...
Meydana varılıyor. Sedyedeki cesetle birkaç tur atılıyor. Amaç: Ölünün ruhu yolunu şaşırsın, köye dönemesin.
Ve nihayet ölü o tek katlı kuleye yerleştiriliyor. Rahip yine uzun uzun dua ediyor. Tüm köy halkı da alevlere para yağdırıyor. Ölüm tanrısına fidye olarak. Ve kule ateşe veriliyor.
Ceset tamamen yandıktan sonra külleri toplanıp bir akarsuya veya denize serpiliyor.
***

Bali'deki inançtan birçok ders çıkardım: İnsan tüm hayatını sadece cenazesi için tüketebiliyor. Son nefesini vermek, mutlaka ölmek anlamına gelmiyor. Gerçekten ölü kabul edilmek için toprağın üstündekilerden medet umuyor. Bazen yıllar boyunca... Uzun sözün kısası, ölüm kurtuluş olmuyor.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA