Trafikte en çok yaşlı araçlardan çekinirim. Böyle bir aracı önümde ya da arkamda gördüğümde daha dikkatli olmaya ve oradan uzaklaşmaya çalışırım. Korkumun nedeni, trafiğe çıkması sakıncalı olan bu araçların kazalara neden olabileceğini düşünmem.
Korktuğum olay geçen hafta başıma geldi. Frenleri tutmayan 1987 model her tarafı dökülen bir otomobil arkadan çarptı. Allah korudu, ne bana ne de bana çarpan aracın içindekilere bir şey oldu. Ucuz atlattık.
Ama endişemin ne kadar haklı olduğunu gördüm. Aslında hurdaya çıkması gereken bu araçların nasıl hâlâ yollarda olduğunu bilmiyorum. Farkında değiliz ama bu araçlar trafikteki her sürücü ve yolcuyu, hatta yayayı tehdit ediyor. Sadece güvenlik değil, eski teknolojiye sahip bu araçlar çevreyi de olumsuz etkiliyor. Sadece çevre değil ekonomik zararlar da var. Bu başka bir yazının konusu.

Otoların yarısı hurda
Türkiye'de trafiğe kayıtlı toplam yaklaşık 15 milyon araç bulunuyor. Bu araçların yüzde 21.74'ü en az 20 yaşında. Toplam araç sayısının yüzde 12.3'ü ise 27 yaş ve üzerinde. Yani trafiğe kayıtlı araçların neredeyse yarısı hurda.
Sanırım bu rakamlar durumun ne kadar vahim olduğunu ortaya koyuyor. Acil önlem almak lazım. Yapılması gereken sıkı denetim sonrası bu araçların trafiğe çıkmalarına izin veren bir mekanizma kurmak. Ama daha kesin bir çözüm var. Trafikte patlamaya hazır bomba gibi dolaşan bu araçları hurdaya çıkarmak.
Peki zar zor otomobil satın alabilen tüketicileri mağdur etmeden bu soruna çözüm bulunabilir mi? Bunun da çaresi var. Hurda indirimi. Gerçekçi bir hurda indirimi kimseyi mağdur etmeden bu sorunu çözer.