Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ÖMER TAŞPINAR

İran konusunda sağırlar diyalogu

WASHINGTON

Ankara ve Washington arasındaki İran meselesi gittikçe sağırlar ve körler arasında bir diyalog haline gelmeye başladı. Önyargısız ve işin içine ideolojik boyut katmadan düşünenlerin sayısı gittikçe azalıyor. Kaba hatlarıyla özetlemek gerekirse iki tarafın hatalı algılamaları şöyle. ABD'den başlayalım. Washington'da bazı üst düzey yetkililer Türkiye'nin artık gittikçe artan bir şekilde Amerika ve Batı karşıtı bir tutum aldığını düşünüyor. Bu cephenin gözünde Ankara'nın İran politikası ideolojik boyuta sahip. Yani daha basit şekilde ifade etmek gerekirse Ankara ve Tahran arasında "İslamcı" bir dayanışma görüyorlar. Böyle bir analize nasıl varıyorlar? Üç temel örnek veriyorlar.
Birincisi, Türkiye'nin uranyum zenginleştirme konusunda Tahran antlaşması için gösterdiği çaba.
Sanki bu konuda ABD'den bir talep gelmemiş, Ankara ve Washington arasında hiçbir koordinasyon olmamış gibi bir hava var. İkincisi, BM Güvenlik Konseyinde Türkiye'nin verdiği "hayır" oyu. Burada da Türkiye'nin "ekonomik yaptırımlarla bir yere varamayız" tezine bakmak yerine gene ideolojik bir değerlendirme yapılıyor ve İslamcı dayanışma safsatası ön plana çıkıyor. Son olarak NATO Füze Kalkanı tartışması karşımız çıkıyor. Türkiye'nin haklı olarak dile getirdiği "koskoca NATO İran ve Suriye'yi dev aynasında hedef olarak göstermesin" tezi yanlış anlaşılıyor. Oysa biraz daha objektif davransalar, ABD'li yetkililer Türkiye'nin yaptıklarını, The Economist dergisinin bu haftaki analizinde görüldüğü üzere, artık gittikçe daha bağımsız ve kendine güvenen bir ülkenin "ulusal çıkarları" çerçevesinde hareket edişi olarak değerlendirebilirler.
Bu açıdan bakınca Ankara'nın İran politikasında "İslamcı ve ideolojik" değil "pragmatik ve realist" bir boyut var. Sonuç olarak, ABD ve Türkiye arasında aynı olmayan ve aynı olmak zorunda da olmayan bir "tehdit algılaması" sorunu var.
Aslında biraz daha önyargısız ve objektif olsalar, ABD'li yetkililer Türkiye'nin İran'la bir İslamcı dayanışma içinde olmadığını, tam tersine, Ankara'nın bölgede İran'ın yükselişini engelleyici ve dengeleyici bir rol oynadığını görür. Bunu görmek için Türkiye'nin Suriye, Irak, Lübnan ve Filistin politikalarına bakmak yeterli. İran ve Suriye ikilisinin Ortadoğu'da beraber hareket ettiği malum.
Şam'a hem diplomatik hem de ekonomik açıdan yanaşan Türkiye, Suriye'yi İran'dan koparmaya çalışıyor. Aynı şekilde Ankara, Lübnan'da Sünni cepheye destek veriyor ve İran'ın etkisini azaltmaya çalışıyor.
Türkiye Filistin'de Hamas üzerindeki İran tekelini kırmaya çalışıyor. Irak'ta ise Türkiye'nin temel amacı İran'ın etkisini azaltmak. Oysa son haftalarda Washington'un Maliki'yi destekler gözüken politikası Irak'ı İran'a teslim ediyor. İşte size Türk-ABD ilişkilerinde kör-sağır diyalogunun en güzel örneği. Sözüm ona İran ile İslamcı bir dayanışma içinde olan Türkiye, Irak'ta ve bölgede İran'ı frenlemek isterken, İran düşmanı ABD Irak'ı Tahran'a teslim ediyor olduğunun farkında değil.
Peki, bütün suç ABD'de mi? Türkiye her konuda haklı ve hiçbir hata yapmıyor mu? Tabii ki Ankara da gereksiz hatalar yapıyor. Mesela durup dururken Çin'le askeri tatbikat ne anlama geliyor?
Böylesine gereksiz bir şeyin "eksen kayması" safsatası yapanların gözünde nasıl algılanacağı neden hesaplanmıyor? Ayrıca Ankara'da bazı iktidar çevreleri dünyaya komplocu gözlükle bakmaya devam ediyor. Sanki ABD'yi bir avuç Yahudi yönetiyormuş ve İsrail güdümünde bir Washington İran'la savaşı kafasına koymuş gibi bir izlenim içindeler.
Obama yönetiminin İsrail'i frenlemek için İran konusunda sert olmak zorunda olduğu kimsenin aklına gelmiyor herhalde. Aynı hesap NATO ve füze kalkanı çerçevesinde yapılmalı. Türkiye kendi tehdit algılamasını bir kenara koyup, Batı'nın bazı hassasiyetlerini paylaşma yönünde adım atmazsa, yarın PKK konusunda yalnız kaldığında şikâyet etme hakkına sahip olmayacaktır.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA