Beşiktaş'ın bu önemli Avrupa Ligi maçına Carlos Carvalhal, tıpkı son Trabzonspor maçında olduğu gibi, iyi kurguladığı aynı onbirle ve oyun anlayışıyla çıktı. Ekrem'i yine sağ önde kullanarak; bir forvet oyuncusu tiplemesiyle değil, o bölgeyi, bir orta saha hatta savunmacı özellikli bir oyuncuyla kapadı.
İlk 25 dakikada tempoyu arttırmak isteyen oyunu mücadele maçına çevirmek isteyen Maccabi Tel Aviv karşısında Beşiktaş, tempoyu düşürerek istediği kıvama getirdi ve ilk yarının son 10 dakikasında da skoru bularak oyunu eline aldı.

Q7'NİN EN ETKİLİ MAÇIYDI
İkinci yarının başında skor 2-0'a gelince, Beşiktaş artık olay çok kolaylaştı ve bu işi bitirdim diye düşündü. İşte bu düşünce, bazen futbolda zaafları da beraberinde getiriyor. Beşiktaş'ın bir anda oyundan kopuşu, skoru 2-2'ye getiriverdi. Her şey bu dakikadan sonra çok zor olmaya başladı tabii. Orta sahanın topa sahip olamayışı ise tempoyu düşürememesi ile ilgiliydi. Ekrem-Veli değişikliğinde Holosko tercih edilseydi koşu özelliği olan bu oyuncuyla Beşiktaş geniş alanlarda daha farklı işler yapabilirdi.
Ayrıca Almeida'nın bulduğu dört net kafa pozisyonunda becerili işler yapamaması da oyunu beraberliğe getiren bir başka sebepti. Gelelim maçı koparıp götüren Quaresma'ya... Evet, Quaresma zaman zaman çok iyi oyunlar oynadı ama bölüm bölüm de olsa bence en etkili maçı dün akşamdı. Quaresma, yeteneğin futbolda nasıl belirleyici olduğunun gerçekten önemli bir örneğini verdi. İstediğiniz kadar savunma organizasyonunuzu oluşturun. Bunun başedemeyeceği tek şey vardır: O da çalım...