Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Mesut Özil'den, Jennifer Lopez'e..

Dünya tarihinin en kötü Dünya Kupası'nın renklerinden biriydi, Devrekli Mesut Özil ve Alman forması giyiyordu. Belki de Mesut gibi bir oyuncusu olmadığı için Türkiye evinde otururken..
Ve Jennifer Lopez büyük tazminatları da göze alarak Kuzey Kıbrıs'taki konserini iptal etti. Yunan Lobisinin baskısı yüzünden..
Bu iki olay arasında bağlantı kurabiliyor musunuz?.. Kurmanız gerek.. O zaman meselenin "Jennifer Lopez'i protesto etmek, Jennifer Lopez'in 16 Temmuz'da vizyona girecek filminin gösterimini engellemek, ya da boykot etmekten çok daha öte olduğunu görebilirsiniz."
Lopez'e kızmaya kimsenin hakkı yok. Onun yerinde olan herkes ayni şeyi yapardı.. Siz.. Ben.. Hepimiz..
Neden?..
Dünya biliyor ki, çok etkili uluslararası, küresel lobiler var.. Rum Lobisi bunların başında.. Yunanistan dışında yaşayan, Yunan Vatandaşı dahi olmayan Rumların, genel adı ile Diyaspora olanların meydana getirdiği güç..
Sayıları yüksek.. Ekonomik güçleri de yüksek..
Sinema ve şov dünyasındaki etkinlikleri de biliniyor, siyaset âleminde de..
Bu lobi bastırınca, Lopez'in karşı durması mümkün değildi.
Yahudi lobisinin gücünü biliyorsunuz herhalde.. Bugüne dek genelde yanımızda olurlardı. Mavi Marmara'dan sonra ne olur bilinmez..
Ermeni Lobisi bir başka baş ağrımız..
Kim bunlar?.. Ayni.. Ülkelerinin dışında yaşayan Ermeniler.. Yahudiler.. Ülkelerinin değil, yaşadıkları yerin vatandaşı olanlar.. Yani Yahudi Diyasporası.. Ermeni Diyasporası.. Onları bir arada tutan, ana vatanları için müthiş bir baskı gücü oluşturan bağları, kan!..
Hani "Türk kanı" diyeni yerin dibine sokuyor, "Irkçı, faşist, alçak" diye suçluyoruz ya, her 19 Mayıs'ta utanmadan ve sıkılmadan ve "Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur" sözlerini şakır şakır alkışlarken..
Jennifer Lopez'in Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne gelişini Güney Kıbrıslılar, ya da onların anavatanı Yunanistan değil, Amerika'da yaşayan ve damarlarındaki kandan başka Rumlukları olmayan ve kalmayan insanlar önledi..
Peki, şimdi soralım.. Bu dünyada Yahudi lobisi var, Rum Lobisi var, Ermeni Lobisi var da, Türk lobisi niye yok.. Dışarıda yaşayan Türklerin sayısı, onlardan az değil. Dışarıda yaşayan Türklerin sosyal, ekonomik ve siyasal güçleri onlardan az değil, hatta fazla.. Ama bir lobimiz yok.. Niye?..
Niye Amerikan müzik dünyasını nerdeyse tek başlarına ellerinde tutan Ahmet Ertegün ve Arif Mardin mesela, yaşamları boyu bir tek Türk sanatçısına destek olmadılar, Nana Muskuri ve Trio Athena'yı dünya çapında üne kavuştururken?. Çünkü Amerika'nın güçlü Rum ve Ermeni lobilerinden korktular. Çünkü kendi arkalarında güçlü bir Türk lobisi olmadığını biliyorlardı.
Niye yurt dışında yaşayan Türkler bir araya gelip güç oluşturamıyor?..
Niçin, toplumda en üst basamaklara gelen Türkler nerdeyse saklanıyor, Ertegün ve Mardin gibi kimliklerini hatta gizliyorlar?.
Çünkü korkuyorlar.. Asala gibi fanatik terör guruplarından korkuyorlar.. Siyasal ve ekonomik etkinlikleri büyük lobilerin yollarını kesmesinden korkuyorlar ve siniyorlar.. Low Profile göstermeyi tercih ediyorlar, yani..
Korkuyorlar.. Çünkü Türk lobisi yok.. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti dışa göçen Türklerle ilgilenmiyor.. Örnek..
İşte Mesut Özil burada devreye giriyor.. Mesele Mesut'un Alman forması giymesi değil.. Alman vatandaşı olarak bize daha da faydalı olabilir aslında.. Kendisini Türk olarak hissederse.. Anavatan ile bağlarının devam ettiğini bilirse..
Mesut Türk milli takımında oynamaya hazırdı. Ama Fatih Terim onu elleriyle Löw'ün kucağına itti. İstemediğini açıkça belli etti. Terim, "Alamancı" denenlerin hiçbirini istemiyordu aslında.. "Bunlar ne Alman, ne Türk.. Kimlik bunalımı yaşıyorlar ve bu bunalımlarını milli takım kampına getiriyorlar. Ben kampta sorunlu adam istemem" diyordu.
Şimdi Almanya'da yaşayan Sırp, Fransa'da yaşayan Ermeni, Amerika'da yaşayan Rum kimlik bunalımı yaşamıyor da, dışarıda yaşayan Türk niye sorunlu oluyor, özellikle bilim adamlarımızın düşünmesi gerek. Fatih Hoca'nın dedikleri doğru çünkü, yaptıkları yanlış, o ayrı..
1960'lı yıllar.. Mekteb-i Mülkiye'de sınavdayız.. Hocamız Muammer Aksoy yazılıda sordu.. "Türk hukukunda dışa göç mevzuatı.."
O sıralar Alamanya işi yeni başlamış.. Sirkeci Garı yataklarını hurç yapmış kadın ve erkeklerle dolu.. Gidiyorlar..
Düşün Allah düşün.. Bulgaristan'dan, Trakya'dan, Arnavutluk'tan, başka yerden kaçıp, göçüp bize gelenler için mevzuatı biliyoruz. Ama hoca onu sormuyor.. Almanya'ya gidenler için Türkiye Cumhuriyeti ne yapıyor, onu soruyor..
Bulamadık. Çünkü "Yok"tu.. Cesaret edip tek kelime "Yoktur" yazanlar geçtik..
Hâlâ da yok..
Gidenler, "Saldım çayıra, mevlam kayıra" gidiyorlar. Orda yalnızlar. Orda güçsüzler.. Hele Rum, Ermeni, Yahudi lobilerinin karşısında nerdeyse sıfırlar. Arkalarında güç yok. İlgilenen yok. Bağ yok.. Burada doğup giden birinci kuşak tamam. İkinci kuşak şöyle böyle.. Ama üçüncü kuşak nerdeyse ana dilini bile konuşmuyor artık.. Babaları, dedeleri ölünce, anavatanla son bağları da kopacak..
Şimdi bu insanlar bir araya gelip güçlü bir lobi oluşturabilirler mi?.. Jennifer Lopez'e "Rum lobisinden korkma, asıl bizden kork" diyebilir ve etkili olabilirler mi?.
1960'lardan beri ayni şeyi söylüyoruz..
"Bir Dış Türkler Bakanlığı kurulmalı.. Dışa göçen Türklerin anavatanla bağlarını sımsıkı devam etmeli.. Kağıt üzerinde başka ülke vatandaşlığına geçseler bile Türk kalmaları sağlanmalı.." Yaşadıkları ülkelerin siyasal ve ekonomik liderleri, yön belirleyicileri, orada etkili bir Türk nüfusun yaşadığını ve bu nüfusun kenetlendiğini bilmeli..
Bunu yapamadığımız sürece daha ne Jennifer Lopez olayı yaşar, daha ne şaşkın "Boykot.. Filmini oynatmayalım. Oynarsa gitmeyelim" çığlıkları ile marifet yaptığımızı sanırız.
7 milyonluk Yunan lobisi etkili.. 70 milyonluk Türk'ün lobisi mobisi yok..
O zaman Jennifer'in günahı ne?.
Filmini ilk fırsatta izleyeceğim..

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA