Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Milli Takım Kaptanlığı, öyle mi?.

Spor ekiplerinde kaptanlık, kapının önünden her geçene verilmez. Yaptığı sporun gerektirdiği özel yeteneklerden çok farklı değerler gerektirir, kaptan olabilmek..
Bir defa lider sporcu olacaksın. Oyun içinde arkadaşlarının gözü senin üzerinde olacak. Takımı, kocanın yönettiği gibi içerden sen yöneteceksin. Hatta bazen kenar bitecek, gemiyi içerden sen kurtaracaksın. Öyle çapın olacak. Bu bir.
İkincisi.. Örnek sporcu vasıfların olacak ki, o sporu yapanlar, sana özensinler.. Senin gibi olurlarsa, senin gibi kaptan olacaklarını düşünsünler..
Üçüncüsü ve en önemlisi.. Hele Milli Takımın kaptanıysan, sen o ülke gençliğinin önüne konan rol model, örneksin.. Hoşgörün, centilmenliğin, sonuna dek mücadele azmin ve buna rağmen kaybettiğinde, yenilgiyi sportmence kabullenişinle, sana hayran milyonlara nasıl bir insan olmaları gerektiğini göstereceksin. Sporun ne olduğunu, gerçek anlamını göstereceksin.
Emre'de bu vasıfların, bir, ama bir teki var mı?. Dün var mıydı?. On yıldan beri bir adım ilerlediğini gördünüz mü?. Yoksa her geçen gün daha mı şımarıyor, daha mı küstahlaşıyor?.
Ben yetkili olsam, Emre'ye forma vermem, kaptanlığı geçin.. Çünkü onurlu, gururlu ve yürekli bir hakemle Emre'nin ilk 20 dakikayı geçmesi mümkün değil. Takımını her an 10 kişi bırakabilir.
Milli Takımda şahit olduk.. Sadece kendisinin değil, takımın da başına belalar açabilir. Şenes Erzik olmasa, İsviçre maçından sonra yanmıştık. Ders aldı mı peki?.
Ukraynalı hakem 2 dakikada 2 sarıyı çekiverdi. Haksız mı?. Yerden göğe haklı. Aslında Emre daha ikinci dakikada ilk kartı hak etmişti. Kendisine faul yapılmış.. Yerde.. Faulü yapan koşarak yanına geliyor, özür dilemek ve ayağa kalkmasına yardım etmek için. Emre'nin suratında şeytani bir öfke ifadesi, uzanan eli tokatlıyor..
Emre.. Ev sahibi takımın kaptanı ve daha dakika 2..
Maç bir dostluk maçı. Puan değeri falan yok. Dostluk maçına gelenler Güney Koreliler.. Ortak geçmişimiz var. Tribünlerde Kore için savaşmış gazilerimiz ellerinde Türk ve Kore bayraklarıyla oturuyorlar.
Onlarla en son, onların ülkesinde, Dünya Kupası Üçüncülük maçında oynadık. Madalya maçıydı. Kürsüye çıkma maçıydı. Biz kazandık. Evlerinde yenildiler.. Ama dünya gördü. Türkiye'nin zaferini maç sonunda Türk futbolcularla el ele tribünlere koşarak kutladı Güney Koreliler. En iyi Emre gördü, yaşadı..
Bu Güney Kore'ye bu yapılır mı?.
Eğer Emre'ysen, eğer iflah olmaz bir ruhsal yapın varsa, yaparsın. Ama o zaman da Milli Takıma seçilmezsin. Hele kaptan hiç olmazsın.
Sözü şuraya getirmek istiyorum..
Türk Milli Takım Kaptanı sahayı terk ederken Türk seyircisi tarafından protesto edildi. Ben de olsam ederdim. Islıklardım.
Kendi evindeki maçta, takımını bile bile 10 kişi bırakan dengesiz kaptan ıslıklanır..
Ama sonra düşünürdüm. Suç onda mı?.
Onu milli takıma seçenler ve de hele kaptan yapanlar?. Hiddink.. Hiddink'in beynini yıkayan Oğuz Çetin.. Emre'nin ne olduğunu bile bile kaptanlığa getirilmesine itiraz etmeyen Federasyon Başkanı Mahmut Özgener..
Aziz Yıldırım'dan her hafta yedikleri fırçanın korkusundan Emre'ye, Aziz'in evladı manevisine ses çıkaramayan ve bu şımarıklığın doruklara tırmanmasına sebep olan yerli hakemler.. Tüm bunlara seyirci kalan Fener Medyası..
Açık seçik bir profesyonel yardıma ihtiyacı olan Emre'yi tedavi yolları arayacağımıza onu Fener'e ve milli takıma kaptan yapıp ödüllendirirsek, her maç yaptıklarını yanında kâr bırakırsak, işte bu Frankenştayn canavarını ellerimizle yaratırız. Ama el oğlu, Emre memre tanımaz, gelir kartını cart diye çeker, işi bitirir..
Sevgili Mahmut Özgener?.

Bu Emre ile mi devam edeceksiniz?.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA