Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Önce Aşk Vardı..

"Önce Aşk Vardı" Ümit Yaşar gecesinin adıydı.. İstanbul ve aşk şairinin, tüm üniversite yıllarımıza ve aşklarımıza eşlik eden dizeleriyle enfes bir gece geçirdik İş Sanat'ta, Mehmet ve Atilla Birkiye kardeşlerin elinden çıkmış.. Çıkarken düşünüyordum.. "Ya sonra ne var?.."
Sonra bir şey yok.. Sözlük anlamında.. İş Sanat, şiir gecelerini bir kez daha erken bitiriyor?.. Neden?.. Böylesi bir güzellik martta tatile girer mi?. İşte burda yazıyorum. Maliyeti neyse, parayı, sponsoru ben bulurum. Ama bu geceler sezon sonuna dek sürmeli.. Mesela, hem önemli bir maça, hem de kandile rastladığı için izlenemeyen 14 Şubat'ın Aşk Şiirleri gecesi tekrar edilmeli..
Şiirler bitmez.. Bitmemeli.. Yapma İş Sanat!.. Etme!..

***
Perde açıldı, loş sahnede bir Kız Kulesi gördük. Bire bir maket yapmışlar. Arkasında İstanbul'un silüeti.. Ve de harika bir ışıklandırma.. Güneş batıyor, gölgeler düşüyor.. Işıklar yanıyor.. Ay doğuyor.. Sonra gene gölgeler, sabahın oluşu..
Üç adam, Kız Kulesi rıhtımında, önlerinde kadehleri, ayaklarını suya doğru sallandırmış oturuyorlar..
Neler yazmış, Ümit Yaşar.. Nasıl yazmış.. Metin Belgin, Bülent Emin Yarar, Hakan Gerçek nasıl seslendiriyorlar?. Ve de rıhtımın öte yanında gitarıyla Vedat Sakman.. Yanında kemancı Uğur Akyürek, hemen arkasında piyanist Mete Çelik.. Vedat, muhteşem besteler yapmış.. O da müzikle dalıyor ara ara şiirlerin içine..
Şiir kime, neye yazılır?.. Güzelliğe..
Ümit Yaşar çirkine de yazmış.. Bakar mısınız?.
"Rüyamda çirkin kadınlar gördüm dün gece
Yüzlerini elleriyle kapatmışlardı
Bakışlarında çirkin olmanın utancı
Kalplerinde Tanrıların merhameti vardı.

Ölümü hatırlattı bana çirkin kadınlar
Ölüm daha güzel değildi yaşamaktan
Bakıp bakıp ağladılar sessizce
Bütün aynalara uzaktan

Bir asır kadar uzun dakikalar geçti
Yalvardılar Tanrıya çirkin kadınlar
Güzel olmayı dilediler gök gibi, deniz gibi

Bir an için Tanrı olmadığıma yandım
Rüyamda çirkin kadınlar gördüm dün gece
Ve bir ölüm uykusundan uyandım."
Ölüm, Ümit Yaşar şiirinin olmazsa olmaz temalarından biri.. Doğrudan yazmasa da bir yere sıkıştırıyor.. Şimdi de şu benzetmeye bakın hele..

"İstanbul'u sevmek ölmek gibi bir şey
Bir ömür boyunca durmadan yanmak
Erimek her gecesinde biraz daha
Her sabah alev halinde uyanmak

Anlaşılmaz,vazgeçilmez bir tutku bu şehir
En hüzünlü şarkıdır söylediği dalgaların
Bulamazsın çoğu gün bir dost yüzü arar da
Dalıp gidersin köpüklü izlerine mavnaların

Gemiler kalkar rıhtımlarından özlem dolu
Herkes bu şehirde bir şey bırakır gider
Sürmez ömrü dostlukların bir gül kadar
Köhne meyhanelerinde unutulur sevgiler

Nereye gitsen o vazgeçilmez tutku seninle
Seninle o özlem, o aşk, o sevgi
Ne kadar kaçsan, birgün anlarsın
Güzel olan her şey biraz İstanbul gibi

İstanbul'u sevmek ölmek gibi bir şey
Ölmek mi? O da bir yerde yaşamak demektir
Yaşamak, bu şehirde sen varsın diye
İstanbul'u sevmek seni sevmektir"
İstanbul'u sevmek ölüm gibi bir şey.. Ama İstanbul'u sevmek, seni sevmek.. Yani seni sevmek ölüm gibi bir şey aslında.. Ne derin.. Ne kadar derin dizeler.. Ama ya şunlar.. Şunlardaki saflığa, çocuksu güzelliğe, lirizme bakar mısınız bir de..
"Hava kararmıştı
Yağmur yağıyordu
Dudakları sımsıcaktı
Elleri üşüyordu
Bir öptüm
Bir daha öptüm
Bir daha öptüm
Kimseler görmedi öpüştüğümüzü
Yağmurdan başka
İki gözüm çıksın
Şimdi ne zaman yağmur yağsa
Utanıyorum.."
Ben yağmurda öpüşmedim.. Deliler gibi koşuştuk, bardaktan boşanın altında, bahçede, bir defasında.. Ne zaman yağmur yağsa.. Özlüyorum..
Kadını yazmış.. İstanbul'u yazmış.. İstanbul'da aşkı, sevişmeyi yazmış.. "Önce Aşk Vardı" ya..
Ya sonra.. Sonra da aşk var.. Onu da yazmış Ümit Yaşar.. Gitse de, kalana "Seni seviyorum" diyebiliyor aşık.. SMS falan değil, açan bir sarı çiçekle..
Bir kez daha bakın.. Şu hüzünlü güzelliğe bakın.."Apansız uyanırsan gecenin bir yerinde
Gözlerin uzun uzun karanlığa dalarsa
Bir sıcaklık duyarsan üşüyen ellerinde
Ve saatler gecikmiş zamanları çalarsa
Bil ki seni düşünüyorum

Bir vapur yanaşırsa rıhtımına bin, açıl
Örtün karanlıkları masmavi denizlerde
Ve dinle kalbimi bak, nasıl çarpıyor nasıl
O bütün özlemlerin koyulaştığı yerde
Bil ki seni bekliyorum

Bir sabah gün doğarken aç perdelerini, bak
Sevinçle balkonuna konuyorsa martılar
Kendini tadılmamış derin bir hazza bırak
Dökülsün dudağından en umutlu şarkılar
Bil ki seni istiyorum

Gecelerden bir gece uyanırsın apansız
Uzaklarda elemli, garip bir kuş öterse
Bir ceylan ağlıyorsa dağlarda yapayalnız
Ve bir gün kabrimde bir sarı çiçek biterse
Bil ki seni seviyorum."
***
Önce aşk vardı.. Sonra.. İyi pazarlar!..


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA