Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Bir muhteşem müzikal!..

"Bir müzikal getirmek istiyorum" demişti, Sevgili dostum Necati (Akpınar). BKM'nin CEO'su diyebilirsiniz ona.. "Sen meraklısın. Dünyayı dolaşıyorsun, hangisini tavsiye edersin.."
"Mamma Mia" dedim.. "Hem hemen tüm şarkıları ABBA dolayısıyla Türkiye'de ezber bilinir, hem çok hoş bir gösteri yapmışlar.. Dekor ve kadro açısından maliyeti de fazla olmaz.."
Mamma Mia, seyirci rekorlarıyla sahnelendi Türkiye'de..
Bu sezon başında Necati gene yokladı beni.. "Hıncal Ağbi, Evita'yı düşünüyorum" dedi.. "Londra prodüksiyonu mu" dedim.. "Evet" dedi.. "Hiç düşünme" dedim..
2006'da Londra'da izlemiş ve özellikle sahneye koyuşa, yoruma hayran kalmıştım. Dönüşte ballandıra ballandıra anlattığımı hatırlıyorum, herkese.. Bir kaç yazı da yazmıştım, köşemde..
..Ve Evita geldi.. Hem de ne geliş..
İstanbul Kongre Salonu'na ilk defa gidiyorum.. 2500 kişilik görkemli bir mekan.. Salon da, kulisler de çarpıcı.. Ama yolu biraz çapraşık.. Dışardan gelirken de, içeri girdikten sonra salona giderken de.. Sahnesinde de bir eksik var.. Orkestra çukuru yok.. Evita'nın canlı müziğini çalan orkestra, sahnenin dışında sağ tarafta yerleşmişti mecburen.. Merkezi yapanlar, çukuru düşünseler, AKM'nin boşluğu dolmuştu bile..
Londra yapımı aynen.. Ama kadro değişmiş tabii.. Ve de iyi değişmiş.. Başta Evita'yı oynayan Abigale Jaye, herkes, ama herkes çok iyiydi.. Müzikal oyunculuğu zordur. Hem sesin olacak, hem iyi dans edeceksin, hem de iyi oynayacaksın.. Bir yetenekler gurubunun tümüne sahip olmak kolay değil..
Abigale harikaydı.. Şarkılarda da, danslarda da, oyunculukta da..
Evita, dramatik olarak zor bir rol.. Gayri meşru bir küçük kasaba kızı olarak doğacak, başkente gidip artist olmak için, elinde gitarı köy köy dolaşan bir turne tangocusunun peşine takılıp Buenos Aires'e geleceksin. Orada hedefe ulaşmanın yolunun ilişkiler olduğunu anında görecek ve seni yükseltecek herkesin koynuna girerek, merdivenleri adım adım tırmanmaya başlayacaksın. Sonunda cuntanın kudretli Albaylarından Peron'un metresi olacak ve kendinle beraber, bu defa onu da yükseltip, Peron adını, Arjantin'de hâlâ devam eden bir efsaneye çevireceksin. Adına kurduğun vakıfla açları doyurduğun, çocuklarını okuttuğun için fakirler sana tapacak.. Sendikalara desteğinle, işçilerin, "Gömleksizler" denenlerin sevgilisi olacaksın. Kadın hakları için verdiğin mücadeleyle, kadınların tanrıçası haline geleceksin.. Bu arada, çocukluktan beri rüyalarını süsleyen her şeye de sahip olacaksın. İsviçre bankalarında milyonlar.. En marka yüzlerce elbise.. Paha biçilmez mücevherlerden koleksiyon.. İstediğin her şeyi yaptıracak iktidar gücü..
..ve tam zafere ulaşmışken 33 yaşında kanserden öleceksin..
Bu kadar kısa hayata, bu kadar çok şey sığdırabilen kadını düşünebiliyor musunuz?. Ve de onu sahnede canlandırmayı?..
"Andrew Lloyd Webber en güzel şarkılarını Evita için yazdı" dersem abartmış olmam.. "Don't cry for me Argentina" yı her dinleyişte içinden, dışından mırıldanmayan insan var mıdır dünyada?.. Dünyada.. Gelmiş geçmiş en popüler müzikal şarkısıdır..
Abigale Jaye, Evita'yı harika oynarken, bu şarkıyı da muhteşem söyledi..
Evita, daha açılış sahnesindeki görkemi ve çarpıcılığıyla seyirciyi hemen avcuna alıyor.. Başlangıçtaki o toplu tango sahnesiyle uçurmaya başlıyor.. Birinci perdenin finali "New Argentina" korosu coşkuyu doruklara çıkarmışken, ikinci perde o ünlü balkon sahnesi ve Evita'nın "Arjantin ağlama bana"sı ile açılınca rüya, tavana vuruyor.. Nefesiniz kesiliyor..
"Arjantin Ağlama Bana" şarkının Türkçesiydi.. İzlerken ister istemez 1988'e, İstanbul'a dönüyorsunuz.. O günlerin sınırlı imkanları içinde Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Gencay Gürün'ün cesaretle ve de "Türkçe" sahnelediği Evita'yı..
İster istemez de mukayese etmeye başlıyorsunuz..
Bizde pek çok Evita olmuştu. Zühal Olcay, Füsun Önal, Deniz Türkali, Arsen Gürzap, Nurseli İdiz.. Aklımda yer edeni yok.. Abigale, çok çok ötedeydi..
Öyküyü anlatan Che'de Cihan Ünal ve Neco vardı bizde.. İkisi de harikaydı.. İkisi de New York, Londra sahnelerinde oynayacak kadar başarılıydı, çok farklı yorumlarla oynamalarına rağmen.. Buradaki Che, Mark Powell de çok daha farklı bir yorum getirdi sahneye.. Çok çok iyiydi..
O zamanın delikanlısı, bugün İstanbul Operası Genel Sanat Yönetmeni Suat Arıkan hem fiziği hem sesi hem oyunculuğu ile unutulmaz bir Peron'du, bizde..
İstanbul temsilinin, Londra'yı asıl geçen, hem de fersah fersah geçen oyuncusu ise, Eva eve yerleşince kendini kapıda bulan Peron'un genç metresini oynayan Aslı Omağ'dı.. "Another Suitcase, in Another Hall" bana sorarsanız, Evita'nın en güzel şarkısı.. Öyle güzeldi ki, film versiyonunda şarkı, bu genç metresten alındı, başrol için yeniden yazıldı ve Madonna söyledi..
Aslı, şarkıyı en güzel, en duygulu söyleyen sopranoydu, sahnede, sinemada, CD ve DVD'lerde izlediğim yığınla Evita'da..
Arkamda Sibel Tüzün oturuyordu.. "Evita'da bu rolü kıl payı kaçırdım, ama Aslı da harikaydı" dedi.. Öyleydi gerçekten..
Ve de Gencay Hanım'ın bu sahnedeki mizanseni, Londra'nın çok çok üzerindeydi, gururla söyleyeyim..
Evita, 24 Nisan'a kadar devam ediyor..
Her boş olduğum akşam koşmak için karar verdim.. Öyle muhteşem bir müzik ve de öyle güzel icra ediliyor ki (Bu arada orkestraya alkış.. Alkış.. Alkış..) doyamıyorsunuz.. Doyamadım ben de..
Bu fırsat ayağınıza gelmiş.. Bir harika West End yapımı Evita kentinizde.. Kaçırmayın.. Ne yapın, edin, kaçırmayın!..

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA