Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

"İstanbul'dan umudunuzu kesin" açıklaması!..

Trafikten Sorumlu İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Murat Şengün kardeşime öncelikle teşekkür ederim. Yazdıklarıma, birinci elden sorumlu olarak derhal ve çok nazik bir dille açıklama yolladığı, altına da imzasını açık olarak attığı için..
Çoktandır, bu tür bir davranışa şahit olmuyor, imzasız, ya da yetkisiz birinin adıyla yollanan, hafiften de tehditler içeren yazılar alıyor ve gereğini yapıyor, çöpe atıyorduk.
Murat Kardeşim iki konuda yazmış..
Birincisi, Serdar Ortaç olayı..
Medyada yer alan şekliyle, burada görevli trafik polisi Lucca önünde yasak yere park etmiş motoru görünce ceza yazmak için başına gitmiş. Tam o sırada motorun sahibi çıka gelmiş.. Serdar Ortaç.. Polis ceza yazmaktan vaz geçip bir de Serdar'la hatıra resmi çektirmiş. Gazetelerde bu sarmaş dolaş resim..
Ben de üç gün sonra "Serdar'la her hayranı resim çektirir. Polis de bizden biri.. İnsan.. O da çektirir. Ama önce cezayı yazar" demiştim.
Müdürüm diyor ki..
"Soruşturuldu ve öğrenildi ki.. Aracın plakasına ceza yazıldı. O sırada Serdar Ortaç geldi. Fotoğraf çektirme isteği sanatçıdan geldi. Yan yana dururlarken, kolunu da polisin omzuna attı."
Benden yorum yok.
İkincisi Nişantaşı Kavşağı faciası.. Bu kavşak en az 10 yıldır, İstanbul'un cehennem azabı çektiren yerlerinden biri.. Geçene de, yaşayana da..
Kavşağa girip ileri gidemeyen arabalar hem Vali Konağı, hem de Teşvikiye Caddesi'nde yüzlerce metre geriye sarkan kuyruklar oluşturur, bazen 10 metreyi 45 dakikada gidemez, çıldırır, dakikada 45 kere kornaya basarsınız. Bu yüzden çevrede oturanlar da çıldırır.
Murat Müdürüm diyor ki..
"Bu kavşak ve yöresinde saat 07.00 ile 21.00 arasında her an 6 (Altı) polis ve bir ekip arabası görevli bulunmakta ve her türlü trafik sorununa müdahale edilmektedir."
Bak Sevgili Müdürüm,
Bu açıklama değil, bir itiraf yazısı..
"Ey İstanbul halkı.. Biz bu işi beceremiyoruz.. Umudu kesin!.."
En yetkili müdür, "Her an altı polis bir ekip arabam orda görev yapıyor" diyor da, on senedir o kavşakta santim ilerleme olmuyor, tersine her gün, bir önceki günü bile arar hale düşüyorsanız, orası aşılmaz bir kilit ve yaşanmaz bir gürültü merkezi olmaya devam ediyorsa, bu açıklamadan başka hangi anlamı çıkarırsınız?.
Mesele orda altı polis, bir araba bulundurmak değil.. 60 polis 10 araba bulundursan ne fark eder ki, eğer orada "Devlet ve onun işleyen kuralları olduğunu" insanlara anlatamıyorsan.. Orada görevli polisler, kavşağı kilitleme diye bir trafik suçu olduğunun farkında değillerse, eğer o görevliler, kavşağı kilitleyenlere ceza yazmaktan önce, onları açık yöne sevk ederek, kilidi açmayı, bu arada uyanık ve kural tanımaz kavşak tıkayıcıyı da ters yönde gitmeye mecbur ederek, asıl o zaman cezalandıracaklarını bilmezlerse, bunun eğitimini onlara, en başta, İstanbul Emniyet Trafikten Sorumlu Müdür Yardımcısı olan siz vermezseniz, oraya adam ve ekip yığmanın ne yararı var?.
Sevgili Murat Müdürüm,
Hayatında bir, ama bir kere özel kalemine bile haber vermeden, o kavşağa ani denetime gittin mi?. Bir sivil arabanın içinde bir gün saat yarımda mesela orada bulunup olup bitene baktın mı?.
Oraya koyduğun altı polisin nasıl "Erkekliğin onda dokuzu kaçmak, biri hiç görünmemek" kuralını uygulayıp, en kilit anlarda yan sokaklara dalarak nasıl kaybolduklarına şahit oldun mu?.
Ben Nişantaşı'nda yaşamadığım halde kaç defa şahit oldum bilir misin?.
Kavşakta tek polis yok.. Dal içeri, orda dolanıyor, esnafla sohbet ediyor ve nöbetin bitmesini bekliyorlar.. Kavşakta olurlarsa, çıldıran vatandaş onlara saldıracak çünkü..
Bak Murat Müdürüm,
İlgine tekrar teşekkür ederim.. Ama bana, hiç ama hiç anlam ifade etmeyen açıklamalar yollayacağına de ki..
"Ben bu göreve şu tarihte geldim. O tarihten bu yana Nişantaşı kavşağı trafiği akış hızında şu ilerleme kaydedildi.. Ben geldiğimde bu kavşakta gürültü, 135 desibel (Alana inen jet gürültüsü) civarındaydı. Bugün 63 desibele (Normal sokak gürültüsü) indi. Belediye ile konuştum, anlaştım. Kavşağı zebralarla boyattım. Polislerim bu zebra içinde durmaya asla izin vermez oldular. Kavşağı kilitleyenlere şu kadar, korna çalanlara bu kadar ceza yazmaya başladık. Sonucu da derhal aldık. Her gün daha az ceza yazıyoruz, kavşak kilitlenmesi her gün azalıyor. Etkinliğimizde kararlı olduğumuzu vatandaş anlayınca, sıfıra yaklaşacağız. Biraz sabırlı olun.."
O zaman alnından öperim müdürüm..
Ama ordaki rezillik, insanlık dışılık her gün artarak devam ederken ve ben her gittiğimde ayni "Sahipsiz ve devletsiz" manzara ve kaybolan polisler görürsem, günde üç açıklama yollasan fark etmez..
Bu milletin geleneksel bir sözü var.. Aynen o Murat Müdürüm..
Bana Hatice'yi anlatma.. Neticeyi göster!..
Sevgiler.. Tekrar teşekkürler..

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA