Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Ahmet'siz 14 yıl!..

Kuzenden öte, en iyi dostumdu Ahmet benim.. Kışlalı.. Hafta başı, pazartesi günü, yani 21 Ekim, onun kahpece bir suikastle aramızdan ayrılışının 14'üncü yılıydı. Gazete demek zorunda kaldığımız bir paçavra, evinin planını yayınlayıp hedef göstermişti bir hafta önce, öylesi.. "Onun Bomba Hıncal gene döktürmüşsün" diyen sesini nasıl özlediğimi hissettim, Türkan Şanverdi Avcı'nın satırlarını okurken.. "Bomba" derdim ben ona.. "Bomba Ahmet.." O da bana "Bomba Hıncal" derdi, yıllar yılı.. Bir kahpe bombanın bizi ayıracağını aklımıza getirmeden..
Türkan, Ahmet'in öğrencisi.. Pazartesi günü ondan gelen satırları, aynen naklediyorum sizlere..

***

İletişim Fakültesi'ne başladığım gündü...
Sınıfın kapısından çok yakışıklı bir adam girdi...
Bir kolu alçıdaydı ama yine de çok şıktı...
Bizden çok daha enerji dolu ve bizden çok daha heyecanlıydı...
Bir tek gözleri hüzünlü bakıyordu...
Nedenini sonra anladık; sevgili eşi daha bir iki gün önce onunla birlikte geçirdiği kazada sonsuzluğa yitip gitmişti.
Ama onun sadece kolunu değil, kanadını da kıran bu kayıp bile öğrencilerine gelmesini, öğretme isteğini engelleyememişti.
Öylesine saygı duyardı ki öğrencilerine "Çocuklar ceketimin düğmesi yolda koptu, ondan ilikleyemiyorum, özür dilerim" demişti bir gün de; şaşırıp kalmıştık hiç alışık olmadığımız bu özene.
Tanıdığım en Atatürkçü insanlardan biriydi ama onu en doğru yorumlamış, en doğru, en yalın, en dingin, en uzlaşmacı anlatan tek insandı!
Ve biz, yine sağcıların solcuları protesto ettiği, yine solcuların sağcıları hor gördüğü zamanların gençleri, hiç yoklama almadığı halde bir tek onun derslerinde oturacak yer bulamazdık.
Çünkü her fikre, herkese açıktı kapısı, gönlü, aklı... Dinlerdi, tartışırdı, anlatırdı, soru işaretleri yaratırdı zihnimizde...
"Hoşgörü olmadan, uzlaşma olmaz" derdi hep...
Kavgalardan uzak, dingin bir denizde yüzmek gibiydi onu dinlemek, okumak...
Ahmet Taner Kışlalı idi o!
Önce kendisine sonra fikirlerine; en çok da onu ifade edebilme yeteneğine hayran olduğum insan...
Demokrasi için aydınlık için hoşgörüyü, uzlaşmayı temel prensip edinmiş ve bize hep onu öğütlemiş insan...
Ve bu nedenle cenazesinde türbanlı bir kızın "O benim babamdı" diye ardından ağladığı insan... Bugünlerde çevremizde hızla artan seviyesiz tartışmaları, hakaretleri, kalitesizliği görse belki de en çok üzülecek insan...
Evet, Ahmet Taner Kışlalı bir fikir insanıydı, bir eğitmendi, bir siyasetçiydi...
Ama hepsinden önemlisi adam gibi adamdı...
Yüreği sevgi dolu bir babaydı...
Hangi hakla, biri henüz 1 aylık olan üç çocuğundan, sevdiklerinden, dostlarından, öğrencilerinden onu ayırma vicdansızlığını gösterdiler bilmiyorum.
Sırf düşüncelerini beğenmedi, onlardan korktu diye bir insanı ölü ya da diri katletmek, susturmaya çalışmak benim anlayabileceğim bir ruh hali değil çünkü.
Çünkü ben Ahmet Taner Kışlalı'nın öğrencisiydim...
Karşıt söylemleri bile hoşgörüyle dinlemeyi, farklılığa saygıyı; kalleş bombaları yumrukları değil fikirleri çatıştırmayı öğrendim ondan.
Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmamayı, eleştirmeden önce dinlemeyi öğrendim.
Ölümünün ardından tanıdığım, her şeye rağmen kahkahalarına ve yaşam enerjisine hayran olduğum can dostum Dolunay'da gördüm "baba" yüreğini...
Aydınlık için uğraşan bir dili susturmak, yazan bir kalemi kırmak için bedenini hedef alan zavallı ruhlar acaba seni gerçekten uzaklaştırdılar mı bizden?
Yoksa her geçen gün daha çok mu artıyor içimizdeki sevgin?
Biliyorum, şimdi olduğun yerde de aynı mütevazı, aynı kaliteli, aynı bilgili, aynı hoşgörülü, aynı yakışıklı halinle tartışmalarını sürdürüyorsundur.
Ama inan biz her geçen gün daha çok ihtiyaç duyuyoruz bize sunmaya çalıştığın aydınlığa, bilgiye, zarafete...
Ve her geçen gün daha çok anıyoruz seni özlemle...
İyi ki seni tanımışım, iyi ki öğrencin olmuşum Ahmet Taner Kışlalı.
Dilerim sonsuzluğunda yıldızın bol olsun...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA