Etiler'de gittiğim bir lokanta var.. Hünkar!.. Ev yemeklerini harika yaparlar.. Bir de et lokantası.. Zarafet!..
Nusret ve Paper Moon'a adım atmadım hayatta. Gurup halindeyken bile, bu ikisinden biri olursa teklif, bozgunculuk yaparım.. Gerisi de genelde fast fooddur zaten.. Geçen akşam ailecek yemeğe çıkacağız.. "Bu defa değişik bir yer olsun" dedik. Zeynep "Limonata" dedi.. İzzet Çapa'nın Nispetiye'de açtığı yeni dükkanmış. Zeyno bu işleri iyi izler, iyi bilir..
Kalktık gittik.. Ne de iyi etmişiz..
Yani bir lezzet cenneti.. Biz boşuna hayli kalabalık listeden yemek seçmişiz.. Onların hepsi geldi de İzzet talimat vermiş olmalı.. Bir "Tadım" gecesi düzenlediler, ayrıca.. Yani her şeylerinden örnekler geldi masaya.. "Ben artık lokma yiyemem" dedi hepimiz ve ardından neler neler yedik.. Bir kez daha gördüm ki, yemenin ne mide ile ilgisi var, ne de hatta doktor diyetleriyle.. Yeme işi, lezzete bağlı.. O zaman ipin ucu kaçıyor.. "Öldüm" dediğim zaman tatlılar geldi. O zaman bir daha öldüm.. Tatmamla dalmam bir oldu..
Bir cheese cake yedim ki, benzerini bir New York, Broadway'de Sandy's'de yedim. Kapısında "Dünyanın en iyi cheese cake'i" yazar, oranın ve Amerika'da doğru değilse böyle şey yazamazsınız. Öyle davalar açılır ki.. Türkiye'de de, Beykoz tepelerinin ardındaki vadide Kaliforniya'dan gelip buraya yerleşen Marina'nın Yeri'nde.. Çavuşbaşı'ndaki bu dünya sürprizini beş yıl önce keşfedip yazmıştım size.. Salatalar nefis, etler nefis.. Pizzalar nefis.. Spagettiler nefis.. Pazı dolmaları nefis.. Ben yemedim karidesler nefismiş, börekler nefismiş.. Daha aklımda kalmadı, bir sürü şey nefis.. İzzet bir kere daha başarmış yani.. Bakın.. Hesap falan da ödemedim.. İzzet "Hıncal Ağbi bu gece ilk defa gelmiş. Davetlimdir" diye talimat vermiş.. Yani bu yazı "Bir bedava yemek" karşılığı yazıldı onu bilerek gidin.. Gözünüzü kapayıp, listede rastgele bir şeye parmak basın. Geleni yiyin "Hıncal da abartmış" deyin, ne olur!.