Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Yedi tül dansı, İstanbullu mu, Filistinli mi?.

"Sevgili Hıncal, işte bir tartışma konusu daha!.." diye başlıyor ağabeyim Öcal, yolladığı maile..
Çocukluğumuzun en büyük eğlencesiydi, tartışmak.. Annemin kafası şişene kadar bağıra çağıra, her ama her şeyi tartışma konusu yapardık..
Amma velâkin, bu defa benimle değil, Radi Dikici Usta ile tartışacak.
"Acaba ilk striptizi yapan kadın kim?.. Striptiz, İstanbul'da mı, yoksa Filistin'de mi doğdu?.." diye soruyor ve bakın neler diyor..

***

Raki Dikici'nin yazdığı gibi İmparatoriçe Theodora mı, yoksa Oscar Wilde'ın ünlü oyununa adını veren Prenses Salome mi, ilk "7 tül dansı"nı yapan?..
Rita Hayworth'un Salome'yi oynarken yaptığı 7 tül dansı unutulabilir mi?..
İkisi için de çok değişik hikâyeler anlatılır; oyunlar, romanlar yazılmış, filmler çevrilmiştir.
Theodora Milattan sonra 500'lü yıllarda, Salome ise Milat'ın hemen sonrasında!..
Theodora'yı Raki Dikici senin köşende anlatmış.
Salome'yi ise Rasim Özdenören (Edebiyatçı / Hikâyeci / Yazar) bir yazısında şöyle anlatıyor:
"Kral Herod kardeşinin karısı olan Hirodias ile evlenme arzusunu açığa vurduğunda, Yahya Peygamber, buna şiddetle karşı çıkar. Çünkü bu evlilik hukuka (Hz. Musa'nın şeriatına) uygun düşmemektedir.
Ne ki, Hirodias muhteris bir kadındır ve illa da bir kral karısı olmaya azimlidir. Herod'un kendine mahsus tereddütleri olmakla birlikte kadının ihtirasına ram olur ve onunla evlenir. Kadının kışkırtmasıyla da Hz. Yahya'yı hapse attırır.
Herod, doğum gününde, yakın adamlarına ve ülkesinin ileri gelenlerine bir ziyafet verir. Bu ziyafette Hirodias'ın kızı Salome bir karakter dansı yapar. Kral, rakkasenin performansından fevkalade etkilenir ve ona ne dilerse vermeyi vaat eder, isterse, ona ülkesinin yarısını verebileceğini söyler.
Salome annesine danışınca, o da: "Vaftizci Yahya'nın başını iste" der. Böylece, evliliğini gayrımeşru bulan Hz.Yahya'dan intikamını almak ister. Kız, talebi krala bildirir ve: "Yahya'nın başını hemen şimdi bir tepsi içinde bana vermeni istiyorum" der. Kral, bu taleple sarsılır. Ancak verdiği sözden dönemez. Adamlarına gerekli talimatı verir, zindanda bulunan Hz. Yahya'nın başı tepsi içinde kıza sunulur, o da aynı hediyeyi annesine sunar. Yahya aleyhisselamın şakirtleri olayı işitince gelirler, cenazeyi alıp kabre indirirler.
(İncil, Matta'ya Göre: Bap, 14; Markos'a Göre: Bap, 6; Renan, İsa'nın Hayatı, MEB Y. İst. 1997, s. 67, 125).
***

Bu arada.. Ağbimle önceki tartışmamız, Nazım Hikmet'in Salkımsöğüt şiirinde, "Güneşin battığı yere koşan atlılar" üzerineydi. Ağbim, bu atlıların, St. Petersburg'a, çarlık Rusya'nın başkentine koşan Kızılordu atlıları olduğunu söylüyordu, ben "Afyon'dan İzmir'e koşan Türk Atlıları.. "Bir uzmana soralım" demiş, Hasan Bülent Kahraman'ı önermiştim. Yurt dışındaydı, Hasan Bülent. Döndü.. Kamil Şükun'un İstanbul Resitallerinde karşılaştık. Ayaküstü sordum..
"Bence Öcal Ağabey haklı" dedi..
Yanlış hakem mi seçtim acaba?..

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA