Bu alkışım lokantacı değil, gazeteci İzzet'e.. Onca işinin arasında sırf kişisel merakı ile yazmaya başlayınca nasıl burun kıvırmıştı, peşin hükümlüler..
Lokantacıdan gazeteci olur muymuş?.
Siz nerden oldunuz?.
İzzet'in söyleşilerine bayılıyordum.
Çünkü sıradan sormuyordu. Ezberlediği soruları sıralamıyor, muhatabını dikkatle dinleyip onun yanıtlarından yeni sorular çıkarmayı başarıyordu. Yani eline sıkıştırılan soruların yanıtlarını teybe almıyor, "Röportaj" yapıyordu.
Şimdi köşe yazmaya başladı.
İnanın tiryakisi olduklarım arasına girdi kısa zamanda..
Salı günü bir Özdemir Asaf yazmış, "Benim" diyen yazsın bakalım..
Kültür Bakanlığı En İyi 100 Türk filmini araştırıyor ya.. Ahmet Hakan kendi 10'unu yazmıştı. "Ben de seçtim" demiş İzzet, gene salı günü. Seçtiği on filme de imzamı atarım. Anlatımı da enfes..
Politik yazılar ve yorumlardan öğürme geldiği günlerde, İzzet, ilaç gibi geldi bana..