Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Tersine Nuri Bilge!..

Dünya Kupası yüzünden sinemaya gidemez olmuştum. Maçlar teke inip, bir de gece 11'e konunca, bu defa Dünya Kupası yüzünden sinemaya gittim. O saate kadar uyanık kalmanın başka yolu yok..
Ama Transformers Kayıp Çağ uyuttu iyi mi?.
İnanmanız zor ama öyle.. 2 saat 15 dakikalık filmin en az 1.5 saati, istedikleri şekli alabilen robotların birbirleriyle dövüşü şeklinde geçiyor..
Bitmez tükenmez kavga sahneleri.. Hepsi de birbirine benziyor. Hem de müthiş bir gürültü içinde.. Kafanız şişiyor, sıkıntılar basıyor..
Nuri Bilge'nin filmlerinde hareketsizlikten uyuyorduk.
Bu defa, aksiyona boğulup, baydık, iyi mi?.
Yani aksiyon filmlerini sevenlere dahi tavsiye edemeyeceğim, içi iyi, dışı kötü adam rolündeki Stanley Tucci'nin çok şirin oyunculuğuna rağmen, çıkarken "Keşke Ömür'ün (Gedik) "Bol mendille gidin, ağlayın" tavsiyesine uyup "Ayni Yıldız'ın Altında"sına gitseydim de, kanserli iki gencin aşkını ağlaya ağlaya seyretseydim" dedim, vallahi..
Bu arada Ömür, internetten en çok ağlatan filmlerin listesini de çıkarmış. Bol film var. Ama içlerinden ikisini iyi bilirim. Çünkü, ikisinde de, tıklım tıklım salondaki herkes gibi hüngür hüngür ağlamıştım ben de..
İlki, Şampiyon (The Champ).. O zaman (1980) çocuk yıldız olan Ricky Schroder.. Onu okutabilmek için yeniden ringe dönen emekli boksör babası John Voigt.. Baba, aldığı ölümcül yumruklarla soyunma odasında can çekişirken, oğlu "Ölme Şampiyon, ölme" diye hüngür hüngür çığlıklar atarak etrafında dönmeye başlar.
Filmi çeken Franco Zefirelli olunca, ağlamamak mümkün mü?. Öcal ağbim de yanımdaydı. Göz ucuyla baktım, o da ağlıyordu..
Ötekisi Ölü Ozanlar Derneği.. Final sahnesinde o ünlü tiradından sonra, çağdaş hoca Robin Williams, tutucu müdür tarafından öğrencilerinin önünde okuldan kovulur.
Williams sınıfı terk ederken, öğrenciler, müdürü protesto için birer birer sıraların üzerine çıkmaya başlarlar. Müdürün "Sizi de kovarım" tehditleri işe yaramaz. Benim de kendimi tutma gayretlerim..
Daha doğrusu tuttuğumu sanıyordum ki, yanaklarım sırılsıklam oldu birden ve gömleğime damlamaya başladı yaşlar!.. Peter Weir de o sahneyi muhteşem çekmişti..

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA