Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ÖMER ÜRÜNDÜL

Korunan da aynı, feryat eden de...

Aynı şeyleri yazmaktan rahatsızlık duyuyorum ama bu konuda yeni bir gündem oluşunca mecbur kalıyorum. Gaziantepspor Başkanı İbrahim Kızıl ve Teknik Direktörü Tolunay Kafkas, 3-0 kaybettikleri Trabzonspor maçından sonra "Biz figüran mıyız?" diyerek hakem Cüneyt Çakır'a isyan etti.
Sayın Kızıl, sevgili Kafkas; senelerdir Türkiye'de büyük takımların hakemleri baskı altına aldığını daha yeni mi anlıyorsunuz? Ülkemizde, dünyada başka benzeri olmayan bir '3 Büyükler' olayı var. Hangi Anadolu şehrine gidip sorsanız; kendi şehir takımından sonra herkes ya Fenerbahçeli, ya Galatasaraylı ya da Beşiktaşlı. Her şehirde seyircisi olan 4. büyük Trabzonspor'u da hesaba kattığımızda şöyle bir tablo ortaya çıkıyor. Bu 4 takımın (İstanbul'un 3 Büyükler'i ağırlıklı olmak üzere) aralarındaki rekabette kimin canı biraz yanarsa, yöneticileri hemen feryada başlıyor.
Buna yazılı ve görsel medya da ekleniyor. Ayrıca maçlarda hakemlere yıpratıcı bir seyirci baskısı var.
Böyle bir tabloda son derece zor bir görev üstlenen hakemlerin tam objektif ve sağlıklı maç yönetebilmeleri mümkün olabilir mi?

HAKEME ZİHİNSEL BASKI!
Senelerdir en çok korunan büyük takımlar olduğu halde her zaman feryat eden yine onlar! Büyük takımların maçlarına çıkan hakemlerin beyinlerindeki ilk düşünce "İyi yöneteyim, objektif olayım ama sakın büyük takım aleyhine hata yapmayayım" oluyor. Bir hakem eğer büyük takım aleyhine karar vermişse inanıyorum ki yüzde yüz pozisyonu süzememiştir.
Aksi mümkün değil!
İşte Hüseyin Göçek'in 3 hafta önceki Gaziantepspor maçında Fenerbahçeli Niang'a yapılan penaltıyı çalmayıp sarı kart göstermesi örneği.
Bunu göz göre göre yapması için aklını yitirmiş olması lazım.
Bünyamin Gezer Bucaspor-
Fenerbahçe maçında çok kritik bir anda kolay bir penaltı çaldı. Aynı pozisyonda aynı maçta Gezer Fenerbahçe aleyhine aynı düdüğü çalabilir miydi? Mümkün değil!
Gaziantepspor'u önceki gün feryat ettiren penaltı olayında Cüneyt Çakır'ın kararı bana göre de yanlış. Zaten uzak kaldığı, inanmadığı pozisyonu yardımcısının ikazıyla değerlendirdi.
Ama aynı pozisyon Gaziantepspor lehine olsaydı, yardımcısının ikazına rağmen 'devam' derdi. İşte zihinsel baskı bu şekilde oluyor.
Çakır'ın bu kararına bütün hakem otoriteleri 'yanlış' dedi. Ama dünyanın en iyi hakemlerinden Markus Merk 'net faul' dedi. Gel de çık işin içinden... '

EL CLASİCO' DA FELAKET
Son 3 haftada 3 Real Madrid-
Barcelona ve Porto-Villarreal maçlarını canlı izledim. La Liga'daki El Clasico'da hakem felaketti.
En az iki kırmızılık hareket yapan Pepe sarı kart dahi görmeden 90 dakikayı bitirdi.
Kral Kupası finalindeki Fİ-
FA'nın gözdesi hakem, birçok hatalı kararın yanında defalarca yapılan toplu itirazlara sessiz kaldı.
Porto-Villarreal maçının Hollandalı hakemi son senelerde gördüğüm en yeteneksiz hakemdi. Yardımcılarıyla birlikte birçok kararları yanlıştı. Bir hakem felaketini de Pazar günü televizyondan izledim.
Arsenal-Manchester United maçında iki takım lehine de verilmeyen, en ufak aksi yorum yapılmayacak iki penaltı vardı. Bu hatalar bizde yapılsa ortalık daha da fena yangın yerine döner.
Dünyadaki bütün hakemler büyük hatalar yapıyorlar. Hem de arkalarında büyük güvenceleri varken ve maçlara rahat çıktıkları halde. Bizde ise hakemler için maç yönetmek adeta korku filmine benziyor. Çünkü tüm birimler hem MHK'yi hem de hakemleri dünyada benzeri görülmemiş bir biçimde baskı altına alıyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA