Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SÜLEYMAN YAŞAR

Cari açığa kalıcı çözüm geliyor

Cari açık, ürettiğinden fazla harcamak anlamına gelir. Eğer bir ülkede milli gelirin üzerinde bir tüketim ve yatırım harcaması yapılıyorsa, bu fazla harcamaya "cari açık" denir.
Bir de "cari fazla" vardır. Bu da aksi durum için geçerlidir. Yani bir ülkede milli gelirden daha az toplam harcama yapılıyorsa, ortaya cari fazla çıkar. Eğer bir ülke cari açık veriyorsa, cari fazla veren ülkelerden borç alarak bu açığını finanse eder.
Gelelim Türkiye'deki cari açığın nedenine... Türkiye'de cari açığın nedeni uzun süre kamu bütçe açığı oldu. Çünkü devlet, kendi bütçesinin iki yakasını bir araya getiremeyince sürekli dışarıdan borç alarak açığını kapattı. Sonunda bu büyük bütçe açıkları ve cari açıklar aynı anda ortaya çıkınca, Türkiye'yi son iki yüz yılda altı defa iflasa götürdü. Ama bu durum dokuz yıldır değişti. Devlet, bütçesinin iki yakasını bir araya getirdi. Böylece bütçe açığını dış finansmanla kapatmaya son verildi.
Peki şimdi Türkiye'de ortaya çıkan cari açığın nedeni ne? Şimdiki cari açığın nedeni, özel sektörün dışarıdan borçlanıp tüketim ve yatırım harcaması yapması.
Fakat özel şirketlerin neden oldukları bu cari açığın finansmanında kullandıkları borçların bir kısmı kendi kendilerine verdikleri borçlardan oluşuyor.
Bu durumda patron, parasını şirkete sermaye olarak koymuyor, borç olarak veriyor. Peki niye kendi şirketine borç veriyor? Veriyor, çünkü vergiden de kurtuluyor. Sirket, borçlu olduğu için vergi ödemiyor, ayrıca patron bir de kendi şirketine verdiği borcun faizini alıyor. Böylece hem faiz geliri sağlıyor, hem de kâr ediyor. Vergi ödememek de tabii işin cabası. İşte bu operasyona "back to back" kredi ya da bir cepten bir cebe borçlanma deniyor.
Bütün bunları şu nedenle anlattık. Artık bu türden işlemlere çeki düzen getirilecek. Patronların şirketlerine daha çok öz kaynak koymaları istenecek. Çünkü, şirketlerin finansman giderlerinin indirimine yeni bir sınırlama getirilecek.
TBMM Genel Kurulu'nda görüşülmeye başlanan "Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun Tasarısı"nda faiz giderlerine sınır getiriliyor. Şirketler, faiz giderlerinin % 10'unu aşmamak üzere Bakanlar Kurulu'nca kararlaştırılan kısmı ancak gider olarak yazabilecek.
Böyle bir düzenleme yapılacak, çünkü Merkez Bankası'nın 31 Mayıs 2012 tarihli Finansal İstikrar Raporu'nda şirketlerin 2011'de borç/ özkaynak oranının yüzde 119.7'ye yükseldiği belirtiliyor. Net kâr/özkaynak oranı ise yüzde 12.9.
Kısacası şirket sahipleri aşırı yabancı kaynak kullanarak daha fazla kâr peşinde koşuyorlar. Halbuki genel kabul görmüş kurallara göre bir sanayi şirketinde özsermaye maddi duran varlıklara eşit olmalıdır. Ama dinleyen kim? Zira bu dış kaynak çoğunlukla "back to back" olduğunda risk sorunu da oluşmuyor. Ama bu krediler, patronu tarafından, şirkete yurtdışından verildiğinde, ülke dış borcuna yazıldığından ülkenin dış borç tutarı yükseliyor. İşte bu nedenle tasarı yasalaşırsa bu tür işlemler azalacağı için cari açık da azalacak.
Gelelim faizin gider yazılmasında gelecek sınırlamaya TÜSİAD ve TOBB'un ne diyeceğine... Dün Dünya Ekonomik Formu'nda Başbakan Erdoğan, "Ekonomiyi şeffaflıkla yönettik, milletimizden bir şey gizlemedik, bu sayede başarılı olduk" dedi.
Şimdi sıra patronların şeffaflaşmasına geldi. Ama onlar şeffaflaşmaktan kaçıyor. Yeni Ticaret Kanunu'nun şeffaflık hükümlerini değiştirmek için Hükümet'e baskı yapıyorlar. Şirketlerin internet sitesi kurup bilgi vermesine karşı çıkıyorlar. Şirketten para çekmeye devam etmek istiyorlar.
Peki şimdi şeffaflıktan kaçanlar, geçmişte hep Hazine ve Merkez Bankası'nın şeffaflaşmasını istemedi mi? Sürekli bu konuyu işlediler ve Hazine ve Merkez şeffaflaştı, her türlü işleminde elini açtı. İşlemlerini artık TÜSİAD'a ve TOBB'a gösteriyor. Peki onlar niye şimdi şeffaflaşmaktan kaçıyorlar? İşlerine gelmiyor tabii.
Anlayacağınız, yeni TTK'yı yürürlüğe girmeden değiştirtseler bile şimdi öyle bir yasa maddesi geliyor ki, mecburen şirketlerine öz sermaye koymak zorunda kalacaklar. Paralarını kendi şirketlerine borç vererek hem faiz alıp hem de düşük vergi ödeyemeyecekler. Çünkü kendi şirketlerini acımasızca mahkûm ettikleri bu borç ve özkaynak yapısına artık küresel kurallar izin vermiyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA