Türkiye yıllar süren uğraşlar sonucunda küresel kurallara uygun bir Ticaret Kanunu hazırladı. Fakat şeffaflıktan hoşlanmayan TÜSİAD ve TOBB medyada büyük gürültü çıkartarak CHP'ye verdikleri talimatla yeni TTK'nın şeffaflık getiren ve tüketiciyi koruyan hükümlerini değiştirttiler.
Hatta CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak, 18 Haziran 2012 tarihli Dünya gazetesine verdiği röportajda, yeni TTK'nın şeffaflık hükümlerini değiştiren ilk yasa teklifini kendilerinin verdiğini belirterek bu değişikliklerle övündü. Fakat değiştirilen hükümler şimdi bir övünç olmaktan çıkıyor ve adeta bir utanca dönüşüyor. Çünkü Öztrak'ın ileri sürdüğü "yeni TTK şirketlere 4.7 milyar lira denetim yükü getiriyor" gerekçesiyle kaldırılan hükümler kısa sürede KOBİ'leri tefecilerin eline düşürdü. İşte bu konuyla ilgili olarak yeni TTK'yı hazırlayan heyetin başkanı Prof. Dr. Ünal Tekinalp bir mektup gönderdi. Mektubu hep birlikte okuyalım:
"Sabah gazetesinin ekonomi sayfasında yayınlanan habere göre, bankalar TÜSİAD şirketlerine krediyi yıllık %6-%7 faizle verirken, KOBİ'ler için faiz oranı yıllık %15 imiş. Kredi alamayan KOBİ'ler ise 'vade farkı' adı altında yüksek faiz talep eden tefecilerin eline düşmüş. Üzüldüm bu haberi okuyunca.
TTK'yı hazırlayan komisyonun tüm sermaye şirketlerinin denetlenmesini kabul eden bir sistem getirmesinin sebebi, tüm sermaye şirketlerinin özellikle Türkiye'nin büyük ümitler beslediği KOBİ'lerin, ucuz ve şartları uygun kredilerle gelişmesini sağlamaktı. Yeni TTK'yı hazırlayan komisyon, denetlenmeyen şirketlerin ne iç ne de dış piyasada, ucuz ve uygun şartlarda kredi bulamayacaklarını ve güvenilmeyen bilançolara kredi verilmeyeceğini biliyor; 'bilançoya kredi' sistemi için ilk adımların atılmasını arzu ediyordu. Kredi verme şartlarının BASEL I ve II ile küreselleştiğini bilmemek için gözlerin ve kulakların kapalı olması ve tehlikelerin ciddiye alınmaması gerekirdi. Komisyon dünyadaki gelişmelerin ayırtındaydı. Bu sistemi hem Adalet Alt Komisyonu hem Adalet Komisyonu hem de TBMM Genel Kurulu kabul etti.
Sistem TOBB'un yoğun baskısı ve çok yüksek sesli itirazları dolayısıyla değişti. TOBB, kendi araştırma kuruluşunun (TEPAV) verdiği rakamla denetlenmenin kaldırılmasını temin ederek 4.7 milyar TL tasarruf sağlandığını kamuya övünerek ilân etti.
Bu 4.7 milyarın nasıl hesaplandığı ve rakamın doğru olup olmadığı bilinmiyor. Ancak hesap edilmeyen maliyetler var: Toplumsal maliyet ve itibar kaybı maliyeti bir yana, sermaye şirketlerine iç piyasada yüklenen ek faiz maliyeti, KOBİ'ler için çok müsait kredi sağlayan AB programlarından yeterince yararlanamama, bu imkânın adeta kapanmış olması maliyetinin yanı sıra denetlenmemiş bilançolar sebebiyle sermaye şirketlerinin ortaklarının hiçbirinin 'sınırlı sorumlu' konumunda bulunamayıp verdikleri kefalet imzaları ile sınırsız sorumlu hale gelmiş olması da ayrı ancak hiç dikkate alınmayan ve dile getirilmeyen bir diğer maliyettir. TOBB'un TK'da sağladığı değişikliklerin maliyeti 2014 ve 2015'ten itibaren daha somut hale gelecek, Türkiye yeni maliyet kalemleriyle karşılaşacaktır. Bu maliyetlerin vebalini Türkiye'de 95.000 anonim şirketten 2.000 adedini denetlemekle yetinen Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu da taşımaktadır. Bu sebeple Türkiye'nin ekonomisindeki KOBİ'ler ufku kararırsa çok yazık olacaktır." İmza: Prof. Dr. Ünal Tekinalp.
Prof Tekinalp, kanunun değiştirilmemesi için vaktiyle çok çabaladı. Ancak CHP kanadından çok ilginç cevap aldı. "Yasayı değiştirdikleri takdirde Türkiye'nin geleceğinin tehlikeye girebileceğini" söyleyen Tekinalp'e CHP Genel Başkan Yardımcısı Öztrak, fırıncı jargonunda yer aldığını tahmin ettiğim bir cümleyle karşılık verdi.
Öztrak aynen şunu söyledi: "Biz CHP olarak, sizin hamuru patlatacağınızdan korktuk. Yeni TTK'nın hükümlerini bu nedenle değiştirdik" dedi. Şimdi O dönemde söylenen bu sözlere dönüp tekrar bakınca, CHP'nin KOBİ'leri tefeciye nasıl teslim ettiği açıkça ortaya çıkıyor.
