Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SÜLEYMAN YAŞAR

Erdoğan niye şimşekleri üzerine topluyor?

Başbakan Erdoğan dün Çifteler'de yaptığı konuşmada son günlerde milliyetçiliğin dozunu çoğaltan elitist kesime, "milliyetçilik halka hizmet etmektir, siz hizmet etmediğiniz halkı sömürdünüz, bankaları soydunuz" dedi.
Başbakan haklı. Çünkü hem elitist hem de halkçı olunmaz ama halkçı ruhu muhafaza ederek, halkın yanında yer alarak onun ekonomik ve kültürel seviyesini yükseltip elitlerin seviyesine ulaştırmak mümkündür. İşte Erdoğan bunu başarmak için uğraşıyor. Tabii bunu yaptığı için de en büyük günahı işliyor.
Bildiğiniz gibi elitist toplumlarda en büyük günah Prof. Dr. Kemal Karpat'ın söylediği gibi, "elitist sınıfın değerlerini ve yaşayışını bir yana bırakarak kendi halkının hayatını yaşamakta ısrar etmek ve halkın değerlerini paylaşmak" oluyor. İşte Erdoğan'ın Türkiye halkının yaşam seviyesini yükseltip onu bilinçlendirerek elitist vesayetten kurtarmaya çalışması, kendisini desteklemeyenlerin gözünde günahını bir kat daha artırıyor.
Erdoğan'ın şimşekleri üzerine çekmesinin nedeni, sınıf değiştirip yeni üst idareci olmasına rağmen yeni üst idareci sınıfın değerlerinin savunucusuna dönüşmemesi oluyor. Hatta Erdoğan'ın barış yanlısı olmasının nedeni de bu üst idareci sınıfın değerlerini savunmamasından kaynaklanıyor.
Niye Erdoğan barışçı? Çünkü Erdoğan yeni üst idareci sınıfa girdiğinde ait olduğu fakir sınıfların değerlerini terk etmedi. Geldiği sınıfın sorunlarına üst idareci sınıfa girdiği dönemde de sahip çıktı. Ve onların sağlık ve eğitim gibi iki temel sorununu hemen çözmeye çalıştı. Bu kesimlerin elit kesimle rekabet edebilmesi için fırsat eşitliğini sağlamaya çalıştı. Çocuklara ücretsiz sağlık hizmeti, okul parası ve tablet bilgisayar bu amaçla uygulamaya kondu. Tabii bu yeni politikalar elitlerin hoşuna gitmedi.
Nitekim kamu harcamalarını halkın en büyük sorun yaşadığı iki alanda, sağlık ve eğitime ağırlık vererek tasarladığı 2004 bütçesi öncesinde Erdoğan'a karşı ilk darbe girişiminin yapıldığını görüyoruz. Çünkü sağlık ve eğitim harcamalarının Cumhuriyet tarihinde ilk defa askeri harcamaların üzerine çıkması, rantlarını kaybeden üst yönetici sınıfı, sistemi eski haline döndürmek için iktidarı yeniden ele geçirmek amacıyla harekete geçirdi.
Hatta bütçede tam askeri harcamaların diğer kamu harcama kalemlerine göreli olarak azaltılmaya başladığı dönemde, yani 2004'te, PKK'nın tekrar savaş kararı alması bu üst idareci sınıfın isteklerinden ayrı yorumlanamaz.
İşte bütçe harcama tasarımının değişmesi ve tekrar iktidarı ele geçirmek isteyen elitlerin yönlendirmesiyle PKK'nın savaşı başlattığı dönemden bugüne uzanan süreçte Erdoğan'ın geldiği sınıfın değerlerini savunmakta ısrar etmesi üst idareci sınıfı açmaza soktu. Çünkü fakir sınıflar kendilerini terk etmeyen lidere oylarını her seçimde artırarak destek verdiler.
Artık fakir sınıfların Erdoğan'dan bir isteği daha vardı o da çocuklarının ölmemesiydi. Çünkü üst idareci sınıfın yeniden başlattığı savaş iki tarafın fakir çocuklarının ölümüne neden oldu hep.
Siz hiç TÜSİAD üyesinin çocuğunun askerde ya da dağlarda öldürüldüğünü duydunuz mu? Öyle olsa zaten savaş süremezdi. İşte Erdoğan fakirlerin sesi olduğu için, barış için çalıştı. Ve savaşı durdurdu. Şimdi Erdoğan şimşekleri daha çok üzerine çekecek. Ama artık Erdoğan'ın başlattığı bu barış sürecini durdurmak zor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA