Hatırlayacaksınız The Economist dergisi 12 Haziran 2011 genel seçimleri öncesinde her nüshasında Türkiye seçimlerini değerlendirdi. Hatta seçimlere bir gün kala yayınlanan 4-10 Haziran 2011 nüshasında, Türkiye'de seçmenin kime oy vermesi gerektiğini bile belirtti.
The Economist'in editörü bilincini yitirmişçesine, seçimlere bir gün kala "Biz Türklere oylarını CHP'ye vermelerini öneriyoruz" dedi.
Fakat ne olduysa The Economist bu defa CHP'den vazgeçti.
The Economist'in bu haftaki nüshasında "Yalnız kumandan" başlığıyla yayınlanan haber yorumda "CHP'nin Başbakan Erdoğan'a alternatif olamayacağını, çünkü eski Kemalist muhafızlarla reformcular arasında yaşanan kavganın partiyi bataklığa sapladığını" ileri sürdü. Hatta bir CHP milletvekilinin "protestoların CHP'ye kararsız seçmenlerin çekilebilmesi için büyük fırsat verdiğini fakat bu fırsattan yararlanılamadığını" söylediğini yazdı. Kısaca yaklaşık iki yıl önce AK Parti'ye karşı "CHP'ye oy verin" diyen The Economist bu defa Erdoğan'ın saygın (credible) bir alternatifinin olmadığını ileri sürüyor.
Gelelim "yalnız kumandan" yazısından başka ilginç değerlendirmelere... Dergi aynı yazıda "international interest rate lobby" (Jews) şeklinde kullandığı "uluslararası faiz lobisi" ile parantez içinde (Jews) diyerek Yahudileri işaret ediyor. Oysa bu doğru değil. Faiz lobisi etnik köken kasteden bir kavram değil. Faiz lobisi kavramı, toplumsal piramidin alt kesimlerindeki düşük gelirlilerin mevduatını düşük faizle toplayıp toplumsal piramidin en üstündeki mega zenginlere aktarılmasına ve sonra da bu paraların yine en düşük gelir gruplarına yüksek faizle satılıp, onları adeta köleleştirenlere güzelleme yapanlar için kullanılıyor.
Bu mega zenginler farklı etnik kökenlere sahip olabiliyor. Kaldı ki faiz rantı kollayanlara lobicilik yapanları saptayan ünlü Nobel ödüllü Joseph Stiglitz, Paul Krugman Yahudi kökenli iktisatçılar olarak biliniyor. O halde haksız faiz kazancı için rant kollayanlara hizmet eden faiz lobisi kavramının bir ırkla ilgisi olamaz.
Peki The Economist bunu niye yapıyor?
Dergi bizdeki lobiciler gibi kavramın içini boşaltmak istiyor. Çünkü aynı dergi faiz lobisinin, vatandaşın cebinden 176 milyar dolar çaldığı Libor skandalına, Türkiye'de yakalanan 12 bankaya hiç yer vermedi. Hatta Başkan Obama'nın Dodd-
Frank olarak anılan finans kesimi düzenlemelerinin bir türlü hayata geçirilememesine ilişkin yayın yapmadı. Halbuki vatandaşın mevduatını ucuz faizle toplayıp ona aşırı yüksek faizle kredi veren, yine onun parasıyla kumar oynayıp kazanırsa kendi cebine atan, batarsa zararı vatandaşa ödettiren yapının düzeltilmesi gerekiyor.
Derginin faiz lobisi kavramını nasıl çarpıtmaya çalıştığını belirttikten sonra tekrar CHP'ye dönersek. Kısaca The Economist, CHP'den aradığını bulamadı.
Erdoğan'ın halkın desteğini alan gücünü kabul etmek zorunda kaldı. Bakalım bundan sonra derginin halk iradesi dışında hangi arayışlara gireceğini bekleyip göreceğiz.
