Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SÜLEYMAN YAŞAR

Türkiye'yi IMF mi, Derviş mi, Erdoğan mı kurtardı?

Hatırlayın 2001 krizi Türkiye'de IMF anlaşması yürürlükteyken çıkmıştı. 1999 sonunda dönemin Başbakanı Bülent Ecevit, ahbap- çavuş kapitalizmiyle soyulan bütçeyle artık yürünemeyeceğini anlayınca IMF ile stand-by anlaşması yapıp 4 milyar dolar borç aldı. Fakat hatalı yapılan program kısa sürede çöktü. Türkiye IMF'den ilave borç alıp dalgalı kura geçerek yeni bir yol haritası belirledi.
Şimdi Türkiye benzeri bir süreç Yunanistan'da yaşanıyor. IMF'nin tasarladığı program çerçevesinde Yunanistan'a tam 240 milyar Euro verildi. Fakat bana mısın demiyor. Tam üç yıldır Yunanistan bir türlü büyümeye geçemedi. IMF programı bir türlü işlemiyor Yunanistan başarısız programların ardından şimdi yeni bir kurtarma operasyonu daha istiyor. Bütün bunların yanında küresel finans piyasalarının kırılganlığı artıyor. Finans sektöründe küresel regülasyonlar yapılamıyor. ABD Merkez Bankası hiç gereği yokken yaptığı tutarsız açıklamalarla piyasalarda panik yaratıyor. İşte yatırım şirketi Pimco'nun ünlü CEO'su Muhammed El-Erian, Foreign Policy dergisine yazdığı makalede küresel ekonomide yaşanan sorunların aslında yetersiz ekonomik koordinasyon yapan, sıkışan ekonomilere dilenci- komşu muamelesi yapan, vizyonsuz Avrupalılarca yönetilen IMF tarafından çözülemeyeceğini ileri sürüyor. Ve IMF'yi 21'inci yüzyılda 20'nci yüzyıl çözümleri öneren bir kuruluş olarak tanımlıyor. IMF'nin reforma ihtiyacı olduğunu ileri sürüyor.
Niye anlattık bütün bunları? Çünkü 2001 krizinin ardından pek çok kişi Türkiye'yi IMF ve Kemal Derviş'in kurtardığını ileri sürüyor. Oysa Türkiye'yi ne IMF ne de Kemal Derviş kurtardı.
Peki o halde kim kurtardı Türkiye'yi? Türkiye'yi vatandaşın siyasi bilinci kurtardı. Çünkü Kasım 2002'de yapılan genel seçimlerde vatandaş parlamentoyu iktidarı ve muhalefetiyle tamamen değiştirdi. Ve AK Parti'yi iktidara getirdi. Dolayısıyla Başbakan Erdoğan'ın izlediği askeri harcamaları azaltan, eğitim ve sağlık harcamalarını çoğaltan maliye politikası hem sosyal adaleti hem de emek verimliliğini artırarak ekonomiyi işler hale getirdi. Bir de hemen hatırlatalım, bazıları Erdoğan'ın, Kemal Derviş'in ekonomik programını uygulayarak başarıya ulaştığını ileri sürüyor. Hatırlayacaksınız, Derviş de 2002 seçimlerine girdi. Vatandaş Derviş'in programına inansaydı onun seçime girdiği partiyi iktidara getirirdi. Oysa seçime giremediği halde Erdoğan'ın başkanı olduğu AK Parti'yi iktidara getirdi.
Tekrar IMF'ye dönersek, Muhammed El-Erian'ın IMF değerlendirmesini de dikkate aldığımızda gerçekten IMF'nin çağ dışı önerilerde bulunduğunu söyleyebiliriz. Çünkü daha yeni Türkiye'ye faiz artırmasını önerdi IMF. Oysa tam aksine Türkiye'nin faiz artırmaması gerekiyor. Çünkü Merkez faiz artırdığı takdirde daha fazla sıcak para geleceğinden Türk parası değerlenip ithalat ucuzlayacağından tüketim eğilimi artacak, tasarruf eğilimi azalacak. Böylece cari açık daha da artacak. Kısaca karşımızda sorun çözmek yerine sorun yaratan bir IMF var diyebiliriz.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA