Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SÜLEYMAN YAŞAR

Bütçe verilerine göre ülke notu niye hemen artmalı?

Dün Maliye Bakanlığı kasım ayı bütçe gerçekleşme raporunu açıkladı. Rapora göre kasımda bütçe 6.4 milyar lira fazla verdi. Böylece 2013 yılı ocakkasım döneminde toplam bütçe açığı 1.2 milyar lira oldu. Geçen yılın aynı döneminde bütçe açığı 13.3 milyar lira tutarındaydı.
Gelelim borç stokunu azaltan bütçe birincil dengesine... Birincil dengeye (primary balance) bizde faiz dışı açık ya da fazla adı veriliyor. Ve birincil bütçe dengesi konvansiyonel bütçe açığından faiz ödemeleri çıkartılarak bulunuyor. "Peki nedir birincil dengenin önemi?" sorusu akla gelebilir. Hemen cevaplayalım: Birincil bütçe dengesi, maliye politikasının sürdürülebilirliğinin en önemli göstergesi oluyor. Çünkü birincil bütçe fazlasıyla toplanan vergilerin bir kısmı harcanmayıp kamu borç stokunun eritilmesi sağlanıyor. Böylece borç stokunun milli gelire oranı düşürülüyor ve maliye politikası sürdürülebilir hale getiriliyor. Eğer bütçe birincil dengesi açık veriyorsa bu defa borç yükü çoğaldığından maliye politikası sürdürülemez hale geliyor. Ve ülke riski artıyor, borçlanma faiz oranları hızla yükseliyor. İşte bu nedenle faiz dışı fazla oluşması Türkiye'yi diğer ülkelerden ayrıştırıyor. Ve faiz dışı fazla ocak-kasım döneminde 13.4 milyar lira artarak 46.8 milyar liraya ulaştı. Böylece kamu borçlarının milli gelire oranının 2013 sonunda yüzde 35 olacağını söyleyebiliriz. Yine bu yıl kamu bütçe açığının milli gelire oranı son kırk yılın en düşük düzeyinde yüzde 1.2 oranında gerçekleşecek. Açıklanan on bir aylık veriler bunu bize bugünden gösteriyor.
Bu kısa açıklamanın ardından gelelim Türkiye'nin ülke notunun niçin hemen artırılması gerektiğine... Dün açıklanan bütçe verilerine göre birincil fazlayı, ekonominin büyüme hızını ve reel faiz düzeyini dikkate aldığımızda, maliye politikasının diğer ülkelere göre sürdürülebilirliği en yüksek ülke Türkiye oluyor. Çünkü birincil bütçe fazlasıyla birlikte, yüzde 4 olan dokuz aylık reel büyüme hızı, yaklaşık yüzde 2 düzeyinde olan Hazine reel faizlerinin üzerinde gerçekleşiyor. Böylece reel faizlerin ödenmesinde kullanılacak vergi tabanı, reel faizlerin üzerinde çoğaldığından maliye politikası sürdürebiliyor.
İşte hem birincil bütçe fazlası hem de büyüme hızının reel faizlerden yüksek olması ülke notunun artırılmasını zorunlu hale getiriyor. Bazıları bu tezimize karşı çıkıp cari açığın yüksek olduğunu öne sürebilir. Halbuki bu ülkede cari açık, özel sektörün açığı ve teminatlı bir açık. Kamunun cari açığa katkısı yok. O halde cari açığın riski düşük oluyor.
Kısaca, on bir aylık bütçe uygulama sonuçlarına göre; Türkiye'nin notu hemen A düzeyine getirilmeli. Aksi takdirde faiz lobisinin kredi derecelendirme kuruluşlarını yönlendirdiği artık kesinleşmiş olacak.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA