Küresel ekonomideki yavaşlama hatta Avrupa ekonomisindeki durgunluğa rağmen Türkiye'nin ihracatı bu yılın ocak-şubat aylarında arttı. Ve geçen yılın aynı dönemine göre ihracat yılın ilk iki ayında yüzde 6.5 çoğalarak 23 milyar 73 milyon dolardan 24 milyar 565 milyon dolara yükseldi.
Tabii ihracattaki bu artışın nedeninin rekabetçi döviz kuru olduğunu söylemek herhalde yanlış olmaz. Çünkü Merkez Bankası'nın hazırladığı tüketici fiyatları bazlı efektif reel döviz kuru endeksi geçen yıl şubatta 119.7 düzeyindeyken bu yılın aynı ayında 101.8'e geriledi. Böylece Türk parası üzerindeki aşırı değerin alınmasıyla olumsuz küresel koşullara rağmen ihracat çoğaldı.
Peki bu yılın ilk iki ayında Türkiye'nin en çok ihraç ettiği ürünlerde artış ne oldu? İlk iki ayda tekstil ürünleri ihracatı yüzde 10.7, otomotiv ürünleri ihracatı yüzde 4.7 çoğaldı. Böylece bazılarının "artmaz" dediği ihracat yılın ilk iki ayında beklenenin üzerinde performans gösterdi.
Gelelim dolarizasyon iddialarına... Bazıları Türkiye'de hızlı bir dolarizasyon olduğunu, Türk parası cinsinden mevduatların hızla azaldığını, dolayısıyla Türk parasına güvenin kaybolduğunu iddia ediyor. Oysa öyle yüksek oranlı ve hızlı bir dolarizasyon görünmüyor bu ülkede. Neden görünmüyor? Çünkü gerçek kişilerin mevduatlarında dolarizasyon oranı 1 Mart 2013'te 18.1 düzeyindeyken 28 Şubat 2014'te aynı kalemde dolarizasyon oranı yüzde 20.3 oldu. Yine tüzel kişi mevduat hesaplarında aynı dönemde dolarizasyon oranı yüzde 9.3 düzeyinden yüzde 12.3'e yükseldi. Bu verilere göre öyle iddia edildiği gibi yüksek bir dolarizasyon olduğu söylenemez bu ülkede. Hemen hatırlatalım aynı kalemlerde dolarizasyon oranı 2002'de yüzde 55 düzeyinde seyrediyordu.
Bütün bu verilerin ardından Merkez Bankası'nın döviz rezervlerine gelirsek... Bazıları Merkez Bankası'nın döviz rezervlerinin eridiğini iddia ediyor. Oysa şubat ayının son haftasında Merkez'in döviz rezervleri altın dahil 124.1 milyar dolardan 127.6 milyar dolara yükselerek bir haftada 3.5 milyar dolar tutarında çoğaldı. Altın rezervleri şubatın son haftasında 19.8 milyar dolardan, 21.2 milyar dolara, döviz rezervleri 104.3 milyar dolardan 106.4 milyar dolara yükseldi. Hatta ABD Merkez Bankası'nın varlık alımını azaltmaya fiilen başladığı son iki ay içinde Merkez'in döviz rezervlerini çoğaltması işlerin Türkiye'de iyi gittiğini bize gösteriyor. Bir de dün Avrupa Merkez Bankası Başkanı Mario Draghi, euro bölgesi büyüme hızını bu yıl için yüzde 1.1'den yüzde 1.2'ye revize ettiklerini söyledi. Tabii Avrupa'nın büyümesindeki en küçük artış Türkiye ekonomisinin lehine oluyor. O halde beklentileri olumsuza çevirmek isteyenlere yine iyi haber yok maalesef.
