Erdoğan'ın 5 günlük Çin Gezisi sona erdi. Gelenek halini alan gazetecilerle sohbet işini de gezinin son ayağı Şanghay'da gerçekleştirdi. Dolu dolu geçen sohbetin detaylarını geziye birlikte davet edildiğimiz Genel Yayın Yönetmenimiz Erdal Şafak dün olduğu gibi aktardığı için bir kez daha yinelemeyeceğim neler konuşulduğunu. Ancak, o sohbette Başbakan'ın özellikle MİT'çilerin soruşturulması ile ilgili yaptığı açıklamanın beni çok mutlu ettiğini de söylemeden geçmeyeceğim.
Bu köşeyi takip edenler iyi bilir. Birçok kez konu edindiğim ve açık tavır aldığım MİT mevzusu nedeniyle ne yazık ki bazıları tarafından MİT'çi, bazıları tarafından ise "fitneci" diye yaftalandım.
MİT'in sorgulanmasında ısrarlı olan Ekrem Dumanlı'ya, "Madem amacınız kirli olduğunu düşündüğünüz MİT'i temizlemek. O halde neden Teoman Koman'dan değil de, Hakan Fidan'dan başlıyorsunuz?" diye sorduğum için de çok ağır hakaretine maruz kaldım! (Dumanlı'nın Çin gezisinin başlama noktasında diğer gazetecilerin de duyabileceği şekilde ettiği hakareti hazmettiğim sanılmasın. Ona o an cevap vermememin tek nedeni var: Gezinin güzelliğine gölge düşürmeme gayesi...)
Gelelim Başbakan'ın MİT açıklamasına. Ne demiştim ben daha önce: "Yargının bu soruşturmada hedefi ne Hakan Fidan, ne de diğer MİT'çilerdir. Yargı bu hamleyle aslında devletin Kürt Açılımı politikasını ve bu politikanın bir numaralı sahibi Başbakan Erdoğan'ı sorgulamaya kalkmıştır!"
Peki konu hakkında ilk kez konuşan Başbakan ne dedi? "Hakan Fidan benim 'en yakın' mesai arkadaşım. Ki bu kişi benim sır küpüm. Şahsımın değil, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin sır küpü. Onu İmralı'ya da, Oslo'ya da gönderen benim. Devlet adına görevlendirilmiştir kendisi. Çalışmaları takdire şayandır. Takdir edilmesi gerekirken onu yemeye çalışan bazı mahfiller olmuştur. Ben buna asla fırsat vermem!"
Bu durumda Sayın Başbakan benim daha evvel yazdıklarımı teyit etmiş olmuyor mu? Açık açık demese de kullandığı ifadeler şu manaya gelmiyor mu?
"Hakan Fidan demek ben demektir! Oslo'ya kafası estiği için değil, benim adıma, görev verdiğim için gitmiştir. Benim adıma o görüşmeleri yapmıştır. O nedenle onu sorgulamaya kalkmak beni sorgulamaya kalkmaktır!"
Bence Başbakan yaptığı bu açıklama ile meseleye noktayı koymuştur. Alenen savcılara "Bu işten vazgeçin artık" diyerek mesajını vermiş ve çağrısını yapmıştır. Umarım savcılar da Başbakan'ın bu açık ve net söylemini benim gibi doğru okurlar. Okurlar da artık şu MİT'çileri sorgulama işinden vazgeçerler. Ki sağduyulu anlayış bunu gerektirir.
