Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SEVİLAY YAZIYOR SEVİLAY YÜKSELİR

Hadi biz de ayaklanalım arkadaşlar!

Önce dün posta kutuma gelen bir mektubu okuyalım...
"Kızım 7 yaşında ve tam bir 'my little pony' hastası.
Bildiğiniz rengârenk unicornlar, ponylerin yaşadığı sevimli mi sevimli bir dünya bu dünya.
Kızım internetten 'My little Pony' yazıyor ve resimleri açıyor. O resimlere bakarken yüzünün ifadesini görmelisiniz.
Zannedersiniz ki sanat eseri inceliyor, gülümsüyor, yakınlaşıyor, uzaklaşıyor acayip bir şey... Neyse YouTube'da daha küçük küçük görüntüleri var. Bazen onları izler.
Bi gün yine bunları seyrederken yüzünün şekli değişti birden. Bi tuhaf hareket eder oldu. Ben de ne olduğunu anlamak için gittim yanına. Bir de ne göreyim!
Pony'lerin seks yaparken görüntüleri.
Sesler desen bi acayip!
Yok kalça çıkartmalar, sallamalar, seksi hareketler falan... Ya Pony ya bunlar! Hasta ruhlu olmak işte böyle bir şey! Ruhun, beynin hastaysa dünyanın en masum karakteri olan bir Pony'den bile seksi bir şeyler çıkarabilirsin. Tabii kızımıza interneti yasakladık. Babası gitti filmlerini aldı ve CD'lerden izliyor şimdilik ama nereye kadar böyle sürdüreceğiz bilemiyorum..."
Vallahi ben de bilemiyorum.
Hele dün o hikâyeleri okuduktan sonra... İyiiceee karamsarlaştım.
Biliyor musunuz onca e-posta içinden biri de diyemiyor ki;
"Şu yöntem kesin çözümdür."
Evet öneriler var. Mesela bilişim uzmanı bir okurum çocukları sapkın içerikli bu tür yayınlardan korumak için şifreleme, filtreleme, denetleme gibi uygulamalarla erişimin en aza indirilebileceğini söylüyor ama o da bunun kesin çözüm olmadığını belirtiyor.
Şunu anladım ki ebeveynler ne önlem alırsa alsın, internetin bu kirliliği ile başa çıkmak mümkün değil. Maalesef kapıdan kovsanız bacadan, bacadan kovsanız pencereden giren münasebetsiz bir misafir gibi hayatımızın içinde olmaya devam edecek bu sanal âlemdeki sapkınlıklar!
Tabii bu arada destek olduğu kadar öfke de vardı yazdıklarıma.
Efendim aslında ben hükümetin internete, sosyal medyaya müdahalesinin önünü açmaya çalışan bir pozisyon almışım ve ondan dolayı yazıyormuşum bu yazıları da...
Bi kere baştan söyleyeyim, vallahi de billahi de yanılıyor böyle düşünenler! Çünkü gerçekten de niyetim o değil!
Ne önlerini açıyorum, ne de pas veriyorum.
Onları alenen göreve çağırıyorum!
Çünkü görevlerini yapmıyorlar!
Sorumluluklarını yerine getirmiyorlar!
Düşünün ya! Bir gazeteci olarak.
Her taraftan, her haberi okuma zorunluluğu olan bir haberci olarak ordan giriyorum, burdan giriyorum PKK'dan, Kandil'den haber veren Fırat Haber Ajansı'na erişim sağlayamıyorum ama bir tek tuşla bütün pornografik yayın yapan sitelere ulaşıyorum!
İşte bunun için de; "Eyyy Ulaştırma Bakanlığı! Bırak bölücülük yapıyorlar diye o sitelere kilit koymayı da, çocuklarımızın ruh sağlığını, gelişimini, geleceğini tehdit eden, kişilik ve karakterlerini olduğu gibi bozan dibine kadar pislik aşağılık şu sitelere bak!" diyerek şarlıyorum!
Çünkü benim çocuğumun değil sadece... Torunlarımın... Ve onların da çocuklarının. Yani velhasıl gelecek bütün yeni nesillerin sağlığı için, internet denen bu münasebetsiz misafire birileri, bi şekilde acilen ayar çekmek zorunda.
Duyar gibiyim aranızdan birilerinin;
"Efendim, orası bir özgürlük alanıymış da, sansür çağdışı bir uygulamaymış da, bak vallahi yine millet ayaklanırmış da, ortalık karışırmış da! Da da da!" vızıltılarını!
Eeee? Ne yapalım yani?
Birileri, "İnternette porno izlemek benim en doğal hakkım!" cazgırlığı yapıp meydanlara düşecek diye biz de armut mu toplayacağız?
Pardon ama ne yani bu devlet sadece ayaklananların devleti mi?
Eğer öyleyse o zaman ben de ayaklanıyorum yarından tezi yok!
Ben de çıkıyorum meydanlara;
"Ya bu sapıklıkları durdurun!
Ya da istifa edin!
" diyerek!
Var mı gelen yanımda millet?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA