Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SEVİLAY YAZIYOR SEVİLAY YÜKSELİR

Neden gözleri kör, kulakları duymaz oldu?

Büyük bir alçaklık resmediliyor gözümüzün önünde. Daha düne kadar, "Nereden gelirse gelsin vesayete karşı durmak demokrasinin ilkesidir" diyen bir Hasan Cemal, bir Taha Akyol, bir Cengiz Çandar ve daha onlarca kalem erbabı bütün bu yapılan alçaklığı ise öylece seyrediyor.
Neden? Çünkü onların da işine böylesi geliyor. Günlerdir bu gazete 17 Aralık operasyonunun bir numaralı savcısının yargı gücü ile elde ettiği pozisyonunu kullanarak nasıl bir aymazlık içerisinde olduğunu ifşa ediyor. Belgeleriyle tek tek ortaya koyuyor ama işe bakınız ki o operasyonun başından beri hükümetin yolsuzluk soruşturmalarını karartmaya çalıştığını iddia eden ve ayakkabı kutularında takılı kalan Hasan Ağabey... Taha Bey ve diğerleri dönüp de iki çift laf da Zekeriya Öz'e etmiyor! "Kardeşim madem dürüstsün... Ve madem senin tek derdin kul hakkı yiyen siyasilerden yargı yoluyla hesap sormak!
O halde 2 yıldır soruşturduğun ve 17 Aralık'ta göz altına alıp bıraktığın Ali Ağaoğlu'nun sponsorluğunda milyarlarca liralık o tatilleri niye yaptın? Bu ne lahanaaaa...
Bu ne perhiz bize anlatsana!"
demiyor?
Elbette haberci olarak sorulması gerekirdi ayakkabı kutularından çıktığı iddia edilen paraların, kasaların ve pahalı saatlerin hesabı. Elbette bu haberciliğin bir gereğiydi. Günlerce soruldu bunun hesabı. Devam ediyor hiç itirazım yok ama merak ediyorum ve şimdi de ben soruyorum.
Peki neden aynı habercilik ruhuyla benzer soruları da Zekeriya Öz'e sormuyorsunuz?
Nedir bu körlük, bu sağırlık, üç maymunu oynama halleri?
Nasıl gazetecilik bu?
Nasıl tarafsızlık?
Adam 2 yılda tam 18 kez yurt dışına çıkmış.
Maşallah Evliya Çelebi gibi Dubai seninnn, Madrid benim dolaşmış.
Hepsi gerçek. Hepsi belgeli. Peki bunları niye yazmıyorsunuz?
Niye sadece adamın sırf dezenformasyon yapmak için yaptığı uyduruk belgesiz, ispatsız açıklamaları haberleştiriyorsunuz?
Niçin adamın kendisini pür-i pak göstermek için gönderdiği adamlarının Ağaoğlu'ndan zorla, tehditle fatura almaya çalıştığını da taşımıyorsunuz sayfalarınıza? "Mafya mısın sen Zekeriya? Ne iş?" niye demiyorsunuz?
Niye biliyor musunuz?
Çünkü 2 senedir yazılan senaryonun en mühim aktörü defolu çıktı da ondan! Sormuyorsunuz çünkü ifşa olan bu iki yüzlü durumu bi biçimde perdelemek istiyorsunuz. Kalemleriniz, klavyeleriniz doğruları falan yazmak, kamu adına hesap sormak derdinde değil, şallar çizip sandıkla indirilemediği için başka yollar denenerek indirilmeye çalışanların alçaklıklarını örtmek derdinde. Çizin şalları... Çizin ama bilin ki bu millet bu numaraları yemez!

Ben niye burdayım?

Sık sık soruyor bazılarınız; "Neden bu olaylarda hükümetin yanındasın?" diye... Çünkü ben sandıkla gelenin, sandıkla gönderilmesi gerektiğine inanıyorum da ondan! Elbette ki varsa bir yolsuzluk, bir rüşvet olayı hesabı tek tek sorulmalıdır. Ancak ben seçime çok kısa bir zaman kala ortaya atılan bu iddiaları samimi bulmam.
Sadece iktidar için değildir bu görüşüm.
Başka siyasi partiler için de aynıdır.
Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül hakkında da onlarca yolsuzluk iddiası ortaya atılıyor. Başka CHP'li belediyeler hakkında da. Hükümete yakın gazetede yazıyorum diye onlarca bilgi geliyor bana bu yönde. Hem de aylardır. Hiçbirini köşeme taşımadım çünkü ahlaki bulmam ben bu yöntemi.
Aynı şekilde tv 'deki programımda da tarzım budur. Çok bariz bir örnekle kanıtlayabilirim bunu. 17 Aralık operasyonundan çok önce. Tam 1 ay önce Kezban Hatemi, Salih Tuna ve Avni Özgürel'in olduğu bir programda Sarıgül ile ilgili yolsuzluk yaptığı iddiaları gündeme getirildi. Derhal konuyu kapattım ve benim olduğum bir programda böyle bir şeyin asla mevzu edilemeyeceğini söyledim. Ertesi gün bu tavrımı tebrik etmek için Mustafa Sarıgül'ün sağ kolu Hasan Aydın aradı ve teşekkür etti. Özetle; beğenirim, beğenmem ama iktidarda kim olursa olsun ve kimden gelirse gelsin demokrasi dışı bir yolla indirilmesine karşı çıkarım ve son tahlilde seçilmişlerin yanında olurum.

13 kişiye mi kaldı bu ülke?

Hükümet geçmişte HSYK ile ilgili feci bir hataya düşmüş ve maalesef birçoğumuzu da bu hatanın peşinden sürüklemiştir. Gün bu hatayı derhal düzeltme günüdür. O nedenle lütfen aklımızı başımıza alalım. HSYK ile ilgili değişiklik bu hafta içi Meclis'e gelecek.
Bu teklif görüşülürken demokrasiden yana olan tüm vekiller sağduyuyla hareket etmelidir. Özellikle AKP fire vermemelidir. Madem ki demokrasiye, milletin iradesine bir saldırı var o halde demokrasi neferi olduğunu iddia eden her vekil o gün Meclis'te olmalıdır. Bu, darbecilere verilecek en güzel cevaptır. O gün tarih herkesi tek tek not edecek. Naçizane tavsiyem BDP ve HDP vekillerinin de bu darbecilere ders verir yönde tavır almasıdır.
Eğer o gün o kanun geçmez ise Meclis'ten herkes bilmeli ki derin devlet en büyük kazanımını elde etmiş olacaktır. Unutmayalım. Egemenlik 13 adamın eline teslim edilmeyecek kadar önemlidir ve kayıtşız şartsız da milletindir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA