Vertigo, hem tıbbi anlamda, hem de kelime anlamıyla DÖNME demektir ve baş dönmesi hissini anlatmak için kullanılır. Baş dönmesi bir hareket yanılmasıdır. Hasta, olmayan bir hareketi varmış gibi algılamakta ve kendisinin ya da çevresinin hareket ettiğini zannetmektedir. Dengesizlik hissi ise kişinin çevresine göre dengesini sağlayamama durumudur. Baş dönmesi ve denge bozukluğu oldukça sık rastlanan yakınmalardandır ve acile başvuruların yaklaşık %25 ini oluşturur. Bu yakınmalar özellikle orta ve ileri yaş grubunda daha sıktır. Çocukluk çağında oldukça seyrek görülmektedir.
Baş dönmesi yani VERTİGO bir hastalık adı değildir. Vertigo bir semptomdur. Yani bir veya birden fazla sistemden kaynaklanan bir hastalığın, kökeni belli olmayan bir belirtisidir. Bu nedenle çok dikkatli ve çok detaylı bir şekilde araştırılmalıdır.
Dengemizi sağlayabilmek için oldukça çok sayıda vücut sisteminin birlikte uyum içinde çalışması gerekmektedir. Bu da göstermektedir ki çok sayıda sistemi etkileyebileyen çeşitli hastalıkların sonucunda baş dönmesi ve dengesizlik yakınması ortaya çıkabilir. Bu sistemleri periferik, santral, sistemik ve psikolojik olmak üzere 4 ana başlıkta sıralayabiliriz. Klinikte görülen baş dönme sebeplerinin %70-80 i periferik tip dediğimiz iç kulaktan kaynaklanan baş dönmeleridir ve bunların büyük kısmı sıklıkla yarım daire kanalları içindeki kristallere bağlı ortaya çıkan benign paroksismal pozisyonel vertigo ismindeki bir hastalık nedeni ıle olmaktadır. Bu tip baş dönmeleri, iç kulak manevraları dediğimiz yöntemlerle, kısa sürede tedavi edilebilmektedir. İç kulağın ve işitme sınırının viral enfeksiyonlarına bağlı olarak ortaya çıkan hastalıklarda ise, baş dönmesi, saatlerce sürebilir. İşitme kaybı, çınlama, daha önceden var olan bir kulak hastalığı, toksik, ilaç kullanımı, tanıyı kulak hastalıklarına, bilinç kaybı, geçirilmiş kafa içi girişimler, ağır kafa travmaları, beyine, göz kararması, halsizlik, kardiyovasküler hastalıklar, endokrin bozukluklar, metabolik hastalıklar sistemik patolojiye yönlendirebilir. VERTIGO şikayetleri ile gelen hastada ilk yapılması gereken baş dönmesi ile dengesizlik semptomlarının ayrılmasıdır. Baş dönmesindeki hareket hissi, dönme veya düşme duygusu olarak anlatılabilir. Dengesizlikte ise hareket hissi yoktur. Ortamla vücudun ilişkisini koruyamama vardır. Baş dönmesi daha çok kulak hastalıklarına işaret ederken, dengesizlik, beyin ve sistemik hastalıklara işaret eder. Bu ayrım, ayırıcı tanı için yardımcı olmakla beraber anahtar değildir. Ayrıca tanı, çok yönlü araştırma ve testlerle yapılmalıdır. Bu amaçla kliniğimizde, baş dönmesi ve denge bozukluğu olan hastaların teşhisi ve rehabilitasyonu için bir VERTIGO laboratuvarı kurulmuştur. Baş dönmesi veya denge bozukluğu olan hastalarımızın rutin muayeneleri sonrasında, odyometrik testlerle orta ve iç kulak fonksiyonları, vertigo laboratuvarımızda ise video nistagmografi eşliğinde komputerize sistemlerle statik posturometrik denge duyumları, rotasyon sandalyesi ile rotasyonel denge duyumları, subjektif denge algıları, vestibulo- okulomotor testleri, kalorik testleri, semisirküler kanalların problemleri ile ilgili tüm manevraları yapılabilmektedir. Tanısı doğru konulması uygun tedavi yaklaşımlarının belırlenmesi ve gerekli tedaviye en kısa süre içinde başlanması, hastanın yaşamını sürdürebilmesi ve yaşam kalitesi açısından çok önemlidir. VERTIGO da amaç, hastalığı iyileştirmekten ziyade, hastalığın kaynağını bulup, tekrar etmesini engellemektir.
Opr. Dr. Hakan Yüksel