Önceki gün yapılan Büyükşehir Belediye Meclisi toplantısında 2012
Denetim ve Faaliyet Raporu görüşüldü. Haliyle, 77 maddelik gündemin en önemli konusu, Faaliyet ve Denetim Raporları'nın muhalefet tarafından eleştirilmesi ve Büyükşehir Belediye Başkanı olarak
Mustafa Akaydın'ın bu eleştirilere yanıt vermesiydi. Faaliyet Raporu'na dair yapılan eleştirilere geleceğiz, daha önümüzde çok günler var, sırası geldikçe yazarız. Faaliyet Raporu ile Akaydın'ın eleştirilere yanıt vermesi haliyle tamamen örtüşüyordu. Çünkü hem yanıtları hem de raporun içeriğinde elle tutulur bir şey yoktu. Rapor, tama- men bir
kolej yıllığını andırıyordu. Abarttığımı falan sanmayın, incelendiğinde sanırım, sizler de aynı fikirde olacaksınız. Kuşe kağıda basılı, görsel unsurların bir hayli fazla kullanıldığı, az ve
içeriği çok basit konularla doldurulmuş, bir dosya halinde hazırlanmış gösterişli bir kapaktan ibaret bir rapor… Geçmiş yılları irdelemekte bir yarar yok, çünkü o raporlar da hemen hemen 2012 gibi,
Antalya'nın gelecek vizyonunu kapsayan bir proje mevcut değil. İlçe belediyelerinin sosyal ve kültürel faaliyetleri, rutin hizmetleri, asli görevleri nasıl kendi faaliyet raporlarında yer almış ise Büyükşehir'in 2012 Faaliyet Raporu'nun da onlardan hiçbir farkı yok.
***
Akaydın'ın ısrarla işte benim vizyon projelerim ama siz anlamıyorsanız ben ne yapayım değerlendirmesini de
"Belediyeyi ruh sağlığını koruyarak yönetmek zor. Göreve gelince 6 ayda belediyeyi toparlarım zannettim yanılmışım" yorumuna bağlamak gerek. Bir türlü anlatamadığı, kendine göre vizyon projelerinin, havada kalmasını savunma durumuna düşmesinin bence iki nedeni var; birincisi gerçekten
ruh sağlığı ile ilgili, ikincisi de vatandaşa taahhüt ettiği vizyon projelerinin
uygulanma veya yapılma olasılıklarının mümkün olamayacağının ortaya çıkmasıdır. Karşısındaki muhalefet de bunu yemeyince,
"Siz anlamıyorsunuz" bahanesini üretmek, Akaydın için 4 yıl boyunca
kurtuluş reçetesi olmuştur. Mesela, Akaydın, vatandaşa,
"Antalya elektriğe ve ısınmaya para ödemeyecek" vaadinde bulunmuş, seçim bildirgesinde. Ancak bunu Akaydın'a sorarsanız,
"Benim vizyon projelerimden biridir" yanıtını alırsınız. Bu Akaydın'a göre Antalya'nın ve Türkiye'nin kurtuluşudur. Gelecekte enerji üretimi güneş enerjisi ile sağlanacaktır, bu yüzden vizyon projedir ama
uygulanabilirliği nasıldır bir bakalım… Güneş enerjisi elde etmek için kurulacak sistem oldukça maliyetlidir ve sürekli yenilenebilir bir teknolojinin ürünüdür. Dünya'nın en çok güneş alan ve en sıcak ülkelerinde
kullanabilirlik oranı oldukça düşüktür. Bazı yerlerde yüzde 1'in de altında bir orana sahiptir. Ve büyük oranda
su ısıtmak için kullanılmaktadır. Öyle, etrafı ışıl ışıl, yapacak, ısıtma ve soğutma alanında kullanılabilinmesinin
maliyeti oldukça yüksektir. Ama yine de bu
Akaydın'a göre bir vizyon projedir, onun bakış açısına göre bir süre sonra bu sistem maliyetini karşılamış olacaktır, ondan sonra da bedava elektrik üretimi sağlanacaktır. Yani Akaydın Antalyalı vatandaşlara elektrik bedava derken, önce
15-20 bin dolarlık bir yatırım yapın, elektrik parası ödemeyeceğinizden bir sonra sistem kendini amorti edecektir, böylece bedava elektrik üreterek para ödeme derdinden kurtulacaksanız demektedir. Buna biraz ölçüyü kaçıracağız ama güzel Türkçemizde
"Ölme eşeğim ölme yaz gelecek" denir. Ayrıca en önemlisi Akaydın, bu vizyon projesinin(!) uygulanabilirliğini de, belediye imkanları ile değil
devletin desteği ile olacağına da belirtmiştir. İşte size önceki gün Faaliyet Raporu'nda Akaydın'ın savunduğu bir vizyon projesinin içyüzü… Bu ortaya şu gerçeği çıkarmıştır; Akaydın'ın kendi göbeğini kesecek bir vizyon projesi ve böyle bir bakış açısı yoktur, vizyon proje diye
halka yutturmaya çalıştıklarını bir bahane ile tamamen devletin sırtına yükleyip işin içinden sıyrılma gayretini göstermesidir.
***
Biraz uzun olacak ama yazmadan geçemeyeceğim. Akaydın, kışın Antalya'ya bir milyon turistin gelmesini
kendisine mal etmiştir. Bu milyon turistin Büyükşehir Belediyesi sayesinde kente geldiğini iddia etmiştir. Öyle zannedersiniz k, Akaydın'dan önce Antalya'ya kışın hiç turist gelmiyordu, hazret işin başına geçince
sihirli değneği ile bir anda bir milyon turisti şehre getirmeyi başardı. Yorum sizin, nasıl isterseniz öyle gülün…