Yüksek kan basıncı ya da bilinen adıyla hipertansiyon, yıllarca belirti vermeden böbrek, beyin, kalp ve damar sistemine verebileceği hasar nedeniyle "sessiz düşman" olarak da anılıyor. İnme, kalp krizi, böbrek yetmezliği gibi hipertansiyonun yarattığı ciddi durumlardan korunmak için ise erken tanı büyük önem taşıyor. Memorial Antalya Hastanesi Kardiyoloji Bölümü'nden Uz. Dr. Nuri Cömert hipertansiyonun tanı ve tedavisi hakkında bilgi verdi.
AŞIRI TUZ RİSK DOĞURUYOR
Yüksek kan basıncı ya da bilinen adıyla hipertansiyonun, vücut atardamarlarında oluşan uzun süreli yüksek basınç olduğunu vurgulayan Cömert, "Hipertansiyon kalp damar hastalıkları, böbrek hastalıkları, göz hasarı, inme gibi durumlara yol açabilen bir rahatsızlıktır. Tam nedeni bilinemese de günlük yüksek tuz alımı (6 gr/gün), stres, obezite, genetik faktörler (ailede hipertansiyon öyküsünün bulunması), şeker hastalığı, hareketsiz yaşam tarzı, kalsiyum, potasyum, magnezyum gibi elementler içeren besinlerin günlük olarak yetersiz tüketilmesi hipertansiyona yol açan sebepler arasındadır. Hipertansiyonun ikincil sebepleri ise böbrek, böbrek üstü bezleri ve aort damarlarıyla ilgili problemlerdir" dedi.
BELİRTİ YOK
Hipertansiyon için "sessiz düşman" terimi kullanıldığını hatırlatan Uz. Dr. Cömert, "Sıklıkla yıllarca belirti vermeden böbrek, beyin, kalp ve damar sistemine hasar verebilir. Dolayısıyla belirli aralıklarla kan basıncını ölçtürmek hayat kurtarıcı olabilir. Bazı kişilerde aşırı yüksek kan basıncı baş ağrısı, baş dönmesi, nefes darlığı, göğüs ağrısı, görmede bozukluk yapabilir. Bu şikayetler hissedildiğinde mutlaka bir doktora başvurulmalıdır. Her yüz kişinden birinde bulunan çok yüksek kan basıncı (malign hipertansiyon) adı verilen durumda ise zonklayıcı baş ağrısı, bulantı, kusma, görme bozukluğu, baş dönmesi bazen de böbrek yetersizliği görülebilir. Bu acil bir durumdur ve organ hasarından korunmak için mutlaka hastaneye başvurulmalıdır" diye konuştu.
İDEAL ÖLÇÜM
Sağlık profesyonelleri tarafından uygun şartlarda yapılan ölçümlerde kan basıncının 140/90 mm hg üzerinde olmasının hipertansiyon hastası olabileceğinizi gösterdiğini belirten Cömert "Bu tanıyı koymada detaylı bir fizik muayene, elektrokardiyogram, ekokardiyografi, 24 saatlik kan basıncı izlemi ve laboratuvar testleri yardımcı olur. Kan basıncı birçok faktörden etkilenir. Kan basıncı ölçümü öncesi bir saat içerisinde bir şey yememek, istirahat halinde olmak, sigara ve kahve içmemek ideal ölçümü sağlar" dedi.
YAŞAM TARZI DEĞİŞİKLİĞİ ŞART
Hipertansiyon tedavisinde hedefin kan basıncını 140/90 mm hg altına düşürmek olduğunu vurgulayan Cömert, "Şeker hastalarında, böbrek yetersizliği ve organ hasarı olan hastalarda daha düşük kan basıncı değerleri hedeflenir. Tedavinin temeli yaşam tarzı değişimi ve ilaç tedavisinin birlikte devamıdır. Çoğu hipertansiyon ilaçları tek başına veya kombinasyon şeklinde kullanılır. Belirli hastalıkları olan kişilerde ilaçlar değişiklik gösterebilir. Hipertansiyondan, düzenli egzersiz, kilo kontrolü, tuz alımının kısıtlanması (3 gr/ gün) temel rol oynar" dedi.