Şu CHP'de yaşananlara akıl sır ermiyor.
CHP Halkla İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gülseren Onanç'ın Muş'ta yaptığı bir konuşma partiyi krize sokuyor. Onanç'ın kabahati şu sözler;
"CHP tabanının yüzde 65'i AKP'nin çözüm sürecini destekliyor ve barış istiyor…"
CHP'nin tabanının büyük bir çoğunluğunun barış sürecini desteklemesi suç mu? Evet o kadar büyük suç ki bizzat Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu Gülseren hanımın istifasını istiyor, Gülseren hanım da gereğini yaparak istifasını sunuyor.
Yok efendim araştırmayı Tarhan Erdem yapmış da sorular yanlış sorulmuşmuş da bahanesi… Demek ki CHP'de doğruları söylemek gibi bir şey mümkün değil.
Bir başka olay; CHP Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz, CHP Genel BaşkanYardımcısı Sezgin Tanrıkulu'ya "CIA ajanı" diyor… Hop hemen o da hemen grup yönetimine havale ediliyor. Bunlar son günlerdeki CHP'nin Ankara cephesi haberleri… Gelelim Antalya'ya… CHP İl Başkanı Devrim Kök, partisinin grup kararına uymayan meclis üyelerini, düzenlediği olağanüstü toplantıda dikkat çekmeyle savuşturuyor. Bir kısmını da "es" geçmek zorunda kalıyor.
Kök'ün yapacağı bir şey yok… Tam adı Hıdır elinden gelen budur, durumunda… Daha kafadan başta Deniz Baykal olmak üzere 4 milletvekilinin vetosunu yiyen bir il başkanının gücü nereye kadar olabilir? Karizma işin başında çizilmiş.
Buna rağmen olağanüstü bir basın desteği ile Antalya CHP İl Teşkilatı'nı düzene sokan kırgınlıkları gideren, bir başkan olarak lanse ediliyor.
Aslında geldiğinden beri Kök'ün yaptığı elle tutulur bir şey yok. Başında bulunduğu kurt politikacılar istedikleri gibi, işlerine geldikleri gibi davranıyorlar. Bazen bir araya gelmeleri zorunluluğu ise Kök'ün başarısı olarak gösterilmeye çalışılıyor.
Haddimi bilirim, Antalya CHP'yi benden çok çok iyi takip eden ve yazan arkadaşlarım var, ama benim gördüğüm fotoğraf bu… Bu fotoğrafa bakarak bir değerlendirme yaptım sadece… Seçim süreci yaklaştıkça Kök'ün çok daha zor durumda kalacağını tahmin ediyorum. Bir yanda Baykal'ın Antalya adaylarını belirleme girişimleri ile uğraşacak, diğer bir yandan da tekrar aday olacağını ilan eden Akaydın ve ortaya çıkan yeni adaylar ile… Gerçi, daha köprülerin altından çok sular akar ama, Akaydın'ın dümen suyunda giden Devrim Kök'ün her halükarda yıpranacağı aşikar… Nereye kadar böyle bir ortamda dayanır bilemiyorum.
Yazının başında belirttiğim gibi "Şu CHP'de yaşananlara akıl sır ermiyor"…