Sayılı gün tez geçer derler… Bizim iznin bir bölümü de böyle tükendi. Göz açıp kapayınca zaman aktı gitti, tatil sona erdi. İstikamet
iş başı, komutuyla kendimize geldik. Dolayısıyla izin mevzuuyla alakalı bu kadar girizgah yeter, işimize bakalım.
İnsanın vakti olunca, normal yaşamda kaçırdığı detayları her açıdan değerlendirme fırsatı buluyor. Kentin sokaklarını gezerken, okurken, hatta konuşurken dahi, günlük gelişmeleri
görmek ile bakmak arasındaki ince nüans ile ele alma şansınız oluyor.
Mesela, Antalya'nın değişik merkezlerinde Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın'ın 4 yıllık
sözde icraatlarının yer aldığı billboardlarına alıcı gözle bakınca
'bu kadarı da olmaz' 'bu mu Büyükşehir'in 4 yıllık hizmetleri' diyesim geldi.
Akaydın'ın oy uğruna nasıl
takiye yaptığını gördüm.
Akaydın'ın bütün billboardları 'Oyumla Onurumla 4 Yıl" başlığı altında toplanmıştı.
Birincisi, yani
'oy' işi irdelendiğinde; böyle bir şeyin olmadığı gerçeği tezahür etmekte… Biraz araştırınca da Akaydın'ın Antalya'da şahsi oyunun çok çok kısıtlı bir çevrede oluşmakta olduğu ortaya çıkmakta… Akaydın'ın, partisinin,
CHP'nin oylarını kendi oyu gibi olduğunu göstermekte bir beis görmediği de bir başka gerçek.
İkincisine,
'Onur' kavramına gelirsek,
göreceli bir kavramdır, kişiye göre değişkendir, bu Akaydın'ın kendi bakış açısı dahilinde değerlendirilmiştir. Ne de olsa Büyükşehir Belediye Başkanı'dır, kendisine inanmak durumundayız; onur sahibi bir insan olduğunu ifade etmiştir, öyle olsun… Şimdi, tüm bunlar bir yana, gelelim
'takiye' kısmına… Akaydın'ın billboardlarında
'kadınlarımız' bölümünün nasıl sunulduğu ilginçtir.
Örneğin 'Önce Kadınlarımız' başlığı altındaki afişte şu tablo yer almakta; meslek edinme kurslarının birinde çekildiği belli olan fotoğrafta, biri
başörtülü diğer ikisi de
türbanlı kadınımızın yanında Akaydın durmakta… Bun da ne var;
Türkiye'nin gerçeği diyebilirsiniz… Ama kazın ayağı hiç de öyle değil. Hatırlayın Akaydın'ın Akdeniz Üniversitesi'nde Rektörlük yaptığı dönemleri, Üniversitelerarası Kurul Başkanlığı yaptığı zamanı… Bu, o Akaydın değil miydi ki
türbanlı bacılarımızı, kızlarımızı, evlatlarımızı, Akdeniz Üniversitesi'ne almamak, eğitim haklarını engellemek için, olağanüstü mücadele veren… Bu o Akaydın değil miydi ki Üniversitelerarası Kurul Başkanlığı sırasında neredeyse
İşçi Partisi'nin düşüncesi paralelinde üniversitelerde türban yasağının en ateşli savunucusu… Tabi ki ta kendisiydi… Şimdi bay Akaydın'a sormak lazım;
ne değişti de türbanlı, başörtülü kadınlarımız, bir anda Büyükşehir'in billboardlarında gündeme getirilmek istendi?
Son 4 yılda Akaydın'ın
türbana bakış açısı mı değişti?
Yoksa, rektörken öyle, belediye başkanı olunca böyle
kıvraklığı mı etken oldu?
Değerli Antalyalılar; işte bu kenti yöneten belediye başkanının
halkın değerleriyle nasıl oynadığının en önemli göstergesidir bu billboardlar… Akaydın'ın
'oy avcılığına' dün dündür bugün bugündür, diyerek kifayetsizce soyunmasıdır.
Antalyalıların, gerçekleşmesi mümkün olmayan vaatlere, bu kez kanmayacak kadar dirayetli olacağından da hiç şüphem yoktur.