Bu röportaj herhangi bir randevu alınıp yapılmadı, tamamen doğaçlama… Oğlumu çocuk parkında gezdirirken Gülfer Vargeloğlu ile tanıştım. Çocuklardan açılan konu yine biz annelere ve sonra kadınlara dayandı. Yakınlık kurulunca işinden bahsetti ve yaşadığı zorluklardan… Onu dinledikçe kadınlar için yaşamın bazen ne kadar zor olduğunu hatta en yakınlarımızın bile hayatımızı zorlaştırabileceğini düşündüm. Babasından kalan mirasla börekçi dükkanı açıp hevesle işletirken ilk eşinin yaptığı yanlışlarla kapatmak zorunda kalmış. Eşini kaybettikten sonra elinde avucunda ne varsa yatırdığı temizlik şirketinin de 'ortak olalım' diye gelip, sonradan dolandırıcı olduğu anlaşılan bir adam yüzünden kaybetmiş. İki çocuğunun geçimini sağlamak isterken yine işsiz kalan Gülfer Vargeloğlu, aradan uzun zaman geçtikten sonra ikinci evliliğini yapmış ve küçük kızı Yade'yi dünyaya getirmiş. Gülfer Vargeoğlu, bütün bu olanlara rağmen hayata küsmeyip Ankara'da 'süs şekerleri' eğitimi almış. Şimdi ise özel günlerde sevdiklerini 'tatlı' şeylerle hatırlamak isteyenlerin yardımına koşuyor.
ANTALYA'YA UMUTLA GELDİ
Gülfer Vargeloğlu, 1995 yılında eski eşinin isteğiyle Antalya'ya yerleşmiş. İki çocuğuyla birlikte yaşarken eşi sara hastalığına yakalanmış ve çalışamaz olmuş. Gülfer Hanım da babasından kalan miras üzerine çocukları ve evinin geçimini sağlamak için elinde avucunda ne varsa yatırıp börekçi salonu açmış: "Eşim çalışamıyordu, ben iş kurup çocuklarımın geçimini sağlamak istedim. Kendime işyeri açtım. Lara'da güzel bir dükkan kurduk, elimde avucumda ne varsa oraya yatırdım. İşleri kendim yürütüyordum, bir yandan çocukların bakımı derken çok yoruluyordum." Vargeloğlu, genç kızlık dönemlerinde hiç çalışmamış. Babasının kız çocuklarını çalıştırmak istememesinden dolayı daha önce iş hayatı olmayan Gülfer Vargeloğlu, bu yeni işine dört elle sarılmış ancak eşinin hataları nedeniyle sarsılmaya başlamış:
KAPATMAK ZORUNDA KALDI
"Herşey çok güzel gidiyordu sabah 07.00'de açıyordum, gece 02.00'de kapatıyordum. Eşim alkol alıyordu ve dükkanda sorun çıkarıyordu, müşteriler rahatsız olmaya başlamıştı. Sonra ben ağır iş temposu nedeniyle fıtık oldum. 4 kez üst üstte ameliyat olunca kimse ilgilenmedi ve iflas ettim. Zaten bir süre sonra eşim vefat etti."
İKİNCİ İŞ DENEMESİ
Oğlu ve kızıyla birlikte yalnız kalan Gülfer Vargeloğlu, çocuklarının bakım ve eğitim masrafı için tekrar ayağa kalkmak için çabalamış. Elinde, avucunda kalan parayla küçük bir ofis kiralayarak temizlik işlerine başlamış: "Bir işyeri açtım ve birkaç kişi alarak ev ve işyerlerini temizletiyordum. İşlerim iyi gidiyordu en azından hem çalışanların hem de kendi ev masraflarımı çıkarıyordum. Bir gün bir adam geldi ve işyerime ortak olmak istedi, gurbetçiydi. Ben de işyeri sahibine danıştım, tanıştılar. Benim hatam insanlara hemen güvenmem oldu. Daha önce iş hayatım çok olmadığı için insanları tanıyamıyordum. Adamı araştırmadan senet imzaladım ve değişik bir dolandırıcılık şekliyle işyerimi elimden aldı, ne olduğunu anlayamadan kendimi kapıda buldum."
İKİNCİ EŞ, YENİ HAYAT
Hayatında
hep olumsuz durumlarla karşılaşmış Gülfer Vargeloğlu ama yine de umudunu yitirmemiş. Çocukları için hep güçlü olmak için çabalamış. Sıkıntıların ardından şimdiki eşiyle tanışmış ve evlenmiş. Bu evliliğinden de dünya güzeli Yade'yi dünyaya getirmiş: "Eşimle yeniden ayağa kalktım. Ama ben yine de seviyorum insanları, güveniyorum. Evet hayatta başıma gelen kötü şeyler güvenmekten oldu ama yine olsa yine güvenirim herhalde. Tuhaf yanım bu benim."
BEBEK VE NİKAH ŞEKERLERİ
Gülfer Vargeloğlu, iş hayatına yılmadan adım atmak için yine acele etmiş. Kızı Yade'nin biraz büyümesini bekledikten sonra bebek ve nikah şekerleri yapmak istemiş. Bu nedenle soluğu Ankara'da bu işi yapan bir arkadaşının yanında almış: "O kadar tatsız olaya karşın, tatlı bir işle uğraşmak istedim. Nikah, bebek ve özel günler için pasta, şeker yapıyorum. Bence birçok kadının el yeteneği vardır ve bu işlerle uğraşmalı. Hem kızımla zaman geçiriyorum hem de sipariş geldiği zaman canla, başla iş yapıyorum. Kadınlar başlarına ne gelirse gelsin asla yılmamalı ve insanlara güvenmekten vazgeçmemeli bence."
