Deyim yerindeyse ciğerimizin tüm hücrelerini bilen bir rakip hoca.
Saklayacak gizleyecek bir şeyimiz yok.
Çıkıp oynayacağız, bu kadar net.
Antalyaspor ise bu maça Murat Duruer dışında ideal kadrosuyla çıkmış.
İlk 5 dakikada kaçan iki net fırsat Antalyaspor'dan geldi.
15. dakikadan sonra ipleri rakibe bırakınca denge değişti. Hücuma çıkarken kaptırılan toplar sezon başından bu yana hep sıkıntı. Bir türlü çözüm bulunamadı.
Petroviç'in golü ve hemen arkasından benzer bir pozisyonda boş kaleye vuramadıkları top, savunmanın sağındaki yaranın açık kanaması.
İkinci golde Petroviç bu kadar rahat vururken sağbek yine kayıplarda.
Kapalı tribüne gelen Antalyaspor taraftarı 25. dakikada 'oynasana lan' diye bağırıp Deniz'e tepki koyunca Aybaba bu oyuncuyu dışarı aldı. Oldu mu şimdi? Ya Koray'ı baştan oynat, ya devre arasında yap değişikliği. Taraftar 'Deniz dışarı' diyecek, sen de çıkaracaksın. O taraftar ikinci yarıda da 'Aybaba istifa' dedi. Buna da uyacak mısın?
İkinci yarıda Baros oyuna girdi, 4 dakika sonra sakatlanıp çıktı.
Antalyaspor'un üzerindeki kara bulutları Musa'nın düşürülmesi ve Emrah'ın penaltısı biraz olsun dağıttı.
Antalyaspor bu golden sonra sağlı sollu gelmeye başladı. Diarra, Isaac ve Emrah yüzde yüz golleri cömertçe harcarken tribünler saç baş yoldu.
Yine çıkarken kaptırılan top ve yine saçma sapan bir gol. Kulusic adeta maçı bitirdi. 83'te gelen Isaac golü 'acaba' dedirtti ama atı alan Üsküdar'ı çoktan geçmişti.