Ben Antoine de Saint-Exupery'nin Küçük Prens'ini farklı yaşlarımda farklı hazlar alarak her seferinde yeniden anlamlandırarak okumuşumdur.
Bu girişimciliği özendirme sevdamın da dördüncü gezegenin sahibi işadamının yüzünden başlamış olabileceğini düşünüyorum.
Neden mi? Küçük Prens dördüncü gezegende rastladığı; devamlı sayıları toplayan adamın ne yaptığını anlamakta ısrarlı olduğunda öğrenir ki bu ciddi adam Yıldızların sahibidir. Küçük prens "İnsan yıldızlara nasıl sahip olabilir?" diye sorar. "Yıldızlar kimin ki?" diye hemen yapıştırdı hırçınlaşan işadamı.
- Bilmiyorum.
Hiç kimsenin.
- Öyleyse benim. Çünkü bunu ilk kez ben düşündüm.
- Böyle düşünmek yeterli mi?
- Elbette. ...Bir düşünce ilk kez senin aklına gelse, buluş belgesini alırsın: O düşüncede senin olur. Yıldızlara sahibim, çünkü benden önce kimse onlara sahip olmayı düşünmedi.
- Zengin olmama yarıyor.
- Zengin olman ne işe yarıyor?
- Eğer biri başka yıldızlar bulacak olursa, bunları satın almama. İş planı da besbelli ki var.
Küçük prensin ne kadar meraklı olduğunu sizlerde hatırlıyor olmalısınız; Küçük Prens ciddi ve yıldızların sahibi adama sordu:-…İyi de, onları ne yapıyorsun?
- Yönetiyorum.
- Hepsi bu mu?
- Bu kadarı yeterli!
Bundan güzel iş fikri olabilir mi? Böylesine kararlı fırsat değerlendirme gördünüz mü? Girişimcilik ne kadar karmaşık görünürse görünsün harekete geçmek için basit bir teori yeterlidir.
Her yıl iş yapabilme çağına giren bir milyon gencimize iş imkanı yaratmak durumundayız. Yıldızlara sahip değiliz ki işimiz kolay olsun. iş, gelir, refah, zenginlik için 'Mucize' beklemek ise zaman kaybı… Bu gerçekler ve hele ki Türkiye'nin son döneminde bilinmeyen, üzerinde enine boyuna tartışılmayan hiçbir konusunun kalmadığı bu zamanda; girişimci bir ekonomiye geçiş stratejileri üzerine kafa yormaya devam etmemiz gerekiyor.
Türkiye son 10 yıldır agresif bir şekilde yenilikçi ve girişimci bir ekonomiye geçiş için özel sektörün dinamikleri ile piyasa düzenini sağlamaya çalışıyor.
Sermayenin, finansmana ulaşmanın yanı sıra yeni kavramlar gerek yeni girişimcilik, gerekse hali hazır ekonomi aktörlerinin yönlerini bulmalarında, modeller geliştirmelerinde ekonomi alakadarlarının gündeminde. Girişimciliğin cinsiyete bağlı olmadığına dikkat çeken dünya ile birlikte ülkemiz de Kadın potansiyelinin harekete geçirilmesi noktasında Sivil Toplum Kurumları işbirliği de öne çıktı. Bu hafta ATSO'da TOBB Kadın Girişimciler Kurulu üyeleri bir arama konferansı ile Kadın Girişimciliği Gelecek Stratejisi için çalışacaklar.
Mamur ve müreffeh toplumlardaki insanların bizlere göre daha zeki ve daha yetenekli olmaları ile ilgili Allah vergisi bir sebep de olamadığına göre strateji eksiğini kapatma çabasını anlamlı buluyorum.
Belki o zaman bu güneşin altında farklı şeyler kadın bakış açısıyla ve kadın söylemi ile söylenmiş olur.