CHP'li Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın'ın üslubu, hiç de hoş karşılanmıyor, siyasi etik ile bağdaştırmak da mümkün değil.
5 yıldır belediye başkanlığı yaptığı sürede kendi partilileri, hatta eski Genel Başkanı Deniz Baykal da dahil olmak üzere, geniş bir kesimi cüretkar, edep sınırlarını zorlayan, aşağılamaya çaba gösteren bir üslup ile tanıştırdı.
***
Önceleri "münferit birkaç sözdür, cevap vermeye bile değmez" anlayışı ile karşılanan Akaydın'ın bu tutumunu alışkanlık haline getirmesi, sonra çok yadırganan ve tahammülü aşan bir davranış olarak değerlendirilmeye başlandı.
Baykal'a 'kral çıplak' 'cıscıplak' 'cıplatırım' diye hitap etti, meclis toplantılarında Antalya'yı tartışmak yerine sözü ulusal gündeme getirip, hükümet hakkında cüretini aşan kelamlarını tekrarlamaya başladı. 5 yıldır bu tarzını sürdürdü.
Hem de hiç ayrım yapmadan… Bundan kendi partilileri de nasibini aldı, muhalefette, Antalyalılar da… Şehrin insanını saf yerine koydu. Bir türlü Antalyalılığı hazmedemedi… Şimdi de yerel halkın sık sık kullandığı övgüye yönelik 'Antalya çocuğu' 'Bizim çocuğumuz' kavramlarını sulandırmaya, karalamaya çalışıyor.
***
Verdiği bir demeçte Akaydın, "Bir takım adamlar Antalya aşkıyla dolu olduklarını, Antalya çocuğu olduğunu anlatıyorlar. Sanki biz ne çocuğuyuz" diye konuşmuş.
Akaydın'a göre "Antalya çocuğu" olmanın bir anlamı yok, hatta "ne demek?"… Sözü nereye getirmek istediği belli, yorumlamaya, aldığımız terbiye müsaade etmez. Akaydın'ın şahsi kanaatidir…
***
Değerli Antalyalılar; Akaydın'ın bu sözlerinin altında, halkın kendisini bir türlü 'Bizim çocuğumuz, Antalya'nın çocuğu' olarak kabullenmemesinin hasedi yatmakta… Bu kentin insanı bir türlü, belediye başkanı olsa da Akaydın'ı 5 yıllık görev süresinde kendindeN biri olarak görmemiştir.
Benimsememiştir.
Kendine yakın hissetmemiştir.
Bu Antalyalının kabahati veya anlayışsızlığı değildir Nedenini Akaydın kendinde aramalıdır.
Samimiyetini sorgulamalıdır.
5 yıl boyunca önüne geleni iğnelemeyi, özellikle bir önceki dönemi karalamak uğruna dengesiz açıklamalarda bulunmayı şiar edinen Akaydın hakkında bu kentin insanının, "Bizim çocuğumuz" dememesi, kabullenmemesi kadar doğal bir şey olamaz.
***
Antalyalı, tipik Akdenizlidir, bu coğrafyanın özelliklerini taşımaktadır.
Duygusaldır, merttir, sıcakkanlı samimi insanları bağrına basar.
Bunun için Antalya'da doğmakta şart değildir.
İnsanın kendisini Antalyalı hissetmesi yeterlidir. Yeter ki bu halk sizi anlasın, inansın, başının üstünde taşır.
Ama Antalya'da yaşayıp, bu topraklarda beslenip, biraz palazlanınca gözü dışarıda olanlar, ne yapsa 'Antalya'nın çocuğu, bizim çocuğumuz' mertebesine erişemez.
***
Antalya'da 'Bizim çocuğumuz' olmak o kadar kolay ve ucuz değildir.
Bunu ucuzlatmaya her kim olursa olsun ne gücü yeter, ne de makamı, mevkii… Ayrıca, Antalyalının kendi çocuğunu benimsemesi, bağrına basması kadar doğal başka ne olabilir ki… Böyle bir şeyi gündeme getirmek dahi ayıplı bir davranış değil midir?
