Soma'da yaşanan facianın şoku hala üzerimde, üzerimizde.
İnsanın eli kolu kalkmıyor, beyni uyuşuyor bu ortamda.
Bazen susmak en güzelidir diyorum.
Ama olmuyor. Antalyaspor sevgisi dürtüklüyor yine.
İşte bundandır ki söylemeden edemiyorum.
Çünkü insanların akıllarından geçenler beni hayrete düşürüyor.
Konu bu kentin takımı olunca acıları yüreğimize basıp elimiz zorda olsa klavyenin tuşlarına gidiyor.
Şimdi bu kentte bu takım için para yok, yardım ve destek yok, açılan bir kapı yok.
Şunun şurasında Olağanüstü Genel Kurul'a 13 gün kalmış yönetime talip yok.
Hep yok yok. Anlayacağınız yoktan bol bir şey yok.
Olması gereken ise yürekli Antalyalılardan yürekli yönetici adayları çıkarmak.
Eğer bu durumda da 'yok'ları sıralayacaksak vay halimize.
Bu aşama böyle devam eder 29 Mayıs'a kadar yönetime talipli çıkmazsa herkes bir kez daha düşünmelidir bu durumu.
Hal böyle olursa kimse "Ben şehrimi seviyorum" naraları atarak bu takımı desteklediğini falan söylemesin.
İyi günde ortalarda dolaşıp ahkam kesenleri bugünlerde görmek en doğal hakkımız olsa gerek.
Şimdi kalkıp birileri "Bananecilik" sergileyecekse bundan sonrada iyi günlerde ortaya çıkmamalıdır.
Her doğru her yerde söylenmez bilirim.
Ama bazen de doğruları haykırmak lazım.
Bu takım için bu kentin ileri gelenleri ve takıma gönül verenleri bu işe talip olmalı.
Kimseler köşeden sıvışmayı tercih etmemeli.
Aksi halde kimin hangi 4 büyüklerin kongre üyesi ve hangi rengin gönüldaşı olduğunu çıkar birisi ifşa eder.
Sonra 'Takke düşer kel görünür.'