Bir efsane Balıkesir'de anlatılır, diğeri Ankara'da. İki şampiyonluk da hafızalardan silinmez. Birincisine yetişemedik, ikincisinde bizzat vardık. Sonra ne düşmeler gördük ne çıkmalar. 3 şehir dışı kesintisini saymazsak 23 yıldır kafa yorduk Antalyaspor'a.
Aslında direkt çıkması gereken fakat krizler üretilip olmadık kayıplara imza atan bir takımın buralara kadar gelmiş olması bile sürpriz. Bir yılın emeğinin böyle bir 90 dakikaya sıkıştırılması iki takım adına da talihsizlik.
Maçın kadrosuna hiç bakmayalım.
Dün bırakın sahaya çıkan 11'i tribünden 11 kişi indirseniz gereken mücadeleyi verirdi. Antalyaspor ilk yarıda son derece akıllı oynadı.
Cansiperane savunma, kritik müdahaleler hatasız hamleler hep olumlu işlerdi. Antalyaspor iki kez geldi, biri gol oldu, diğeri Sakıb'ın özgüven eksikliğinden ofsayta takıldı.
Samsunspor topa daha çok hakim olsa da Fornezzi'nin kurtardığı tek pozisyon yoktu. Diarra'nın golü Karadeniz ekibini panikletti. Geriye aynı mücadeleyi ikinci yarıda da göstermek kalıyordu.
İkinci yarının başında 3 net fırsatı yakalayıp farkı açmak varken beceri gösteremeyen Antalyaspor, rakibin tek silahı hızlı hücumcularına bir kez fırsat verdi, golü yedi. Orta sahada kaptırılan top can yaktı. 1-1 olunca iki takım da önce gol yememeyi düşündü. Karşılıklı birer gole birer de kırmızı kart eklenince skorsal ve sayısal eşitlik maçın hakkı gibiydi.
Uzatmada Oğuz kadere atılan kurşun gibi vurdu. Antalyaspor'u 2-1 öne geçirirken hepimizi ayağa kaldırdı.Bu arada maçı mükemmel yöneten Halis Özkahya Recep Niyaz'a kırmızı kart gösterme cesaretini kendinde bulamadı.
Mbilla tam bir baş belası. Hep olması gereken yerde olunca Akrep'e vize vermedi. 120 dakikada doğrusu iki takım da Süper Lig'i hak eden bir oyun ortaya koydu. Federasyon duygusallıkla yönetilse iki takım da Süper Lig'e alınmalıydı. Penaltılar tamamen şanstı, gülen Antalyaspor oldu. Çok üzüldük, çok ağladık, çok bekledik. Allah'ım sana şükürler olsun hak ettiğimiz yerdeyiz.
Ama şunu söylemeden geçmeyelim.
Her şeyden önce dün çoluğunu çocuğunu ailesini sevgilisini Antalya'da bırakıp arma uğruna İstanbul'a koşan her bir taraftarın alnından öpmek lazım.