Sorum şu:
"Bu ülkenin başkenti Ankara'da insanlar spor yapabiliyor mu?"
Yani sade bir yurttaş eşi ve çocuklarıyla spor yapma olanağına sahip mi?
Gülümsediğinizi görür gibi oluyorum ve hep bir ağızdan koro halinde bağırdığınızı da duyuyorum:
"Yapamazzzzzz…" Evet, doğru yapamaz… Çünkü bu hevesi kursağında kalır, yer bulamaz… Sakın bana,
"Anıttepe'deki koşu parkuruna gitsin" demeyin… Nüfusu neredeyse çift rakamlı milyonlara yaklaşan koskoca Ankara'da tek dişe dokunur yer, Anıttepe'deki pist!
Vah benim
Başkentime… Vah ki, vah… Şimdi size işin asıl acı tarafını söyleyeceğim.
Ankara İl Spor Müdürlüğü'ne bağlı tesislerde ya
"Milli sporcular" çalışır, ya da kulüplere
"kiraya" verirler.
Boş zaman kalırsa da personel gider
"çift kale maç oynar" o salonlarda!..
Tek bir sade vatandaşımın ne salona, ne yüzme havuzuna, ne atletizm pistine girme hakkı yoktur!
Aklınıza gelebilecek tüm spor yapılan yerlere sade vatandaş nedense giremez… Vahamete bakın… Yurttaş sağlıklı olmak için spor yapmak istiyor, ama nafile; böyle bir imkanı bulması sıfır ihtimal.
Özel kurumların tesisleri zaten kendi spor kulüplerinin tekelindedir.
Vatandaşın kapısına yaklaşmasına bile izin verilmez.
Üniversiteler ha keza… Orta dereceli okulların geniş alanları
"park yeri" yapılmış, okula
"gelir" getiriyor, spor kimin umurunda?
Belediyelerin, parkların ücra köşelerine koyduğu
"demir parçalarından" lütfen söz etmeyiniz… Acaba, kim ne zaman, ne kadar faydalanmıştır o ucube aletlerden?
Bunu hangi bilgili kişinin denetiminde yapmıştır? Yarar yerine zarar mı görmüştür?
Bunlar hep meçhul!
Koskoca başkentte, olaya bakın
Allah aşkına… Şimdi pişkinlik içinde
"özel salonlar ne güne duruyor?" diyenleriniz olacaktır.
Kardeşim adamın parası yok, bu işe ayıracak… Ama spor yapma arzusu, düşüncesi, hevesi var!
Her gün ahkam kesen onlarca kişiye rastlıyor,
"Sağlıklı kalmak için spor yapınız" diyen… Nerede yapsın?
Bırakalım, hayatında
"hiç spor yapmadan" ölsün mü?